Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Gazze vurgusu
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “2. Dünya savaşı sırasında Avrupa'nın ortasında kurulan imha kamplarını gölgede bırakacak bir vicdansızlığa önce Gazze'de, son 6 haftadır da Lübnan'da hepimiz şahitlik ediyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi'nin (İSEDAK) 40. Toplantısı'nın açılışına katıldı.
“Avrupa'nın ortasında kurulan imha kamplarını gölgede bırakacak bir vicdansızlığa şahitlik ediyoruz”
Burada konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan İslam dünyasının içerisinde bulunduğu duruma dikkat çekerek, “Tüm insanlık, özellikle Müslümanlar için ağır imtihanlarla dolu bir yıl geçirdik. İslam coğrafyası tarihinde hiç olmadığı kadar kanla, acıyla, gözyaşı ve zulümle anılır hale geldi. Son asrın en vahşi soykırımlarından biri Gazze'de yaşandı ve yaşanıyor. İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırısı ile başlayan katliamlarda 50 bin Filistinli kardeşimiz şehit düştü. 100 binden fazla Filistinli kardeşimiz yaralandı. Şehit ve yaralılarımızın üçte ikisi kadın, çocuk ve bebeklerden oluşuyor. Daracık bir alana hapsettikleri 2 milyon insanı susuz, gıdasız, ilaçsız bırakıp sonra da ölümlerini sadece seyrettiler. Biz bu toplantıyı yaparken dahi şu an Gazze ve Lübnan'da ümmetin çocukları ölmeye devam ediyor. 2. Dünya Savaşı sırasında Avrupa'nın ortasında kurulan imha kamplarını gölgede bırakacak bir vicdansızlığa önce Gazze'de, son 6 haftadır da Lübnan'da hepimiz şahitlik ediyoruz. Geçtiğimiz 13 ay boyunca Gazze ve işgal edilmiş Filistin topraklarında çokça acı gördük. Bir insan bunu nasıl yapabilir diye sorguladığımı sayısız habere rastladık. Henüz bir iki yaşındaki bebeklerin keskin nişancılar tarafından hedef tahtası olarak kullanılması gibi barbarlıklarla yüreklerimiz dağlandı” ifadelerini kullandı.
“Gözü dönmüş bir ölüm makinesi karşısında Gazze'nin aslanlarının kahramanca direndiğini gördük”
Tüm saldırı ve baskılara rağmen Filistin halkının dik durduğunun altını çizen Erdoğan, “Tüm bunlarla birlikte Gazze'de kahramanlıklar gördük, yiğitlik gördük. Vatan sevgisinin ne demek olduğunu hep beraber gördük. Batılı güçlerin sınırsız askeri, diplomatik ve siyasi desteğini arkasına alan gözü dönmüş bir ölüm makinesi karşısında Gazze'nin aslanlarının nasıl kahramanca direndiğini gördük. Filistin halkı 13 ayda 50 bin şehit verdi. Yaşamadıkları acı, zorluk, çile, zulüm neredeyse kalmadı. Ama buna rağmen Filistinli kardeşlerimiz onurlarından taviz vermedi. Özyurtlarında özgürce yaşama iradelerinden geri adım atmadı. Siyonist rejim ve destekçileri 13 aydır her türlü zulmü, soykırımı yaptılar. Fakat Filistinli kardeşlerimize diz çöktüremediler. Bugün bir kez daha her türlü imkansızlığa rağmen hayatları pahasına topraklarına sahip çıkan Filistinli kardeşlerimi hürmetle selamlıyorum. Gazze'nin Filistin'in, Lübnan'ın kahraman şehitlerine Allah'tan rahmet niyaz ediyor, Rabbim mekanlarını cennet eylesin diyorum” ifadelerini kullandı.
“Siyonist saldırganlığa verilebilecek en güzel cevaplardan biri daha fazla devletin Filistin devletini tanıması olacaktır”
Türkiye'nin her zaman Filistin halkının yanında durduğunu vurgulayan Erdoğan, “Türkiye olarak ilk günden beri İsrail'in uyguladığı soykırım karşısında en kararlı duruşu sergileyen ülkelerden biriyiz. Uluslararası kuruluşların medyayı ve küresel güçleri adeta esir alan siyonist lobinin şahsımı ve ülkemizi hedef alan tehditlerine boyun eğmiyoruz. Elimizdeki tüm imkanlarla kardeşlerimize yardımcı olmaya çalışıyoruz. Şimdiye kadar 85 bin tonun üzerinde insani yardım malzemesini Mısır makamlarının desteği ile Gazze'ye ulaştırdık. Bu miktarla Gazze'ye en fazla yardım ulaştıran ülke konumundayız. Önce 54 kalemde ardından bütün kalemlerde İsrail ile ticari işlemleri tamamen durdurduk. Böylece yaklaşık 9.5 milyar dolarlık ticaret hacminden fedakarlıkta bulunduk.
Soykırım suçlularının uluslararası hukuka hesap vermesi için elimizden geleni yapıyoruz. Uluslararası Adalet Divanında İsrail aleyhine açılan soykırım davasına müdahillik başvurumuzu yaptık. BM başta olmak üzere her uluslararası platformda tepkimizi açıkça ortaya koyduk. Kış mevsimi iyice bastırmadan Filistinli mültecilere sahip çıkan BM Filistinlilere Yardım Ajansına desteğimizi daha da arttırdık. İsrail kısa süre önce ajansın yasaklanması konusunda haddini aşan bir karar aldı. Üye ülkelerimizin İsrail'in baskıları karşısına bu dönemde ajansa daha fazla destek olması gerektiğine inanıyoruz.
Gazze ve Lübnan'a yönelik siyonist saldırganlığa verilebilecek en güzel cevaplardan biri daha fazla devletin Filistin devletini tanıması olacaktır. Buradan tüm ülkelere Filistin devletini tanıma çağrımı tekrarlıyorum. Teşkilatımızın kuruluş felsefesinde ve temel amaçları arasında Filistin'in işgalden kurtarılması yer alıyor. Bu amaca hizmet edecek kalıcı çözümler üretmemiz için dayanışmamızı ve birlikteliğimizi her zamankinden daha fazla şekilde göstermeliyiz. İslam dünyasının görüş ayrılıklarını bir tarafa bırakıp Filistin ve Lübnan halkına, haklı mücadelelerinde destek olması büyük önem arz ediyor. Diğer türlü İsrail'in Gazze'de yaktığı, şimdi de Lübnan'a taşıdığı ateşin tüm bölgemizi sarmasına engel olamayız” diye konuştu.