Duygusuz Nesil

Ah biz küçüklüğümüzde ne zorluklar yaşadık haberin var mı ? Yeni nesil çocuklarımızın sürekli duyduğu ama asla anlayamadığı sihirli cümle.
 
İçerisinde bulunduğumuz jenerasyonun çocukları, dilediği çoğu şeye rahatlıkla erişebildiği için bir süre sonra, istediğini elde etmek artık ona haz vermiyor yada çok kısa geçici bir haz veriyor. Bizler aslında onlar kırılmasın, üzülmesin derken belkide onların öğrenmeleri ve yaşamaları gereken en temel duyguları kısıtlıyoruz. Buda bir süre sonra çocuklarda tatminsizlik, duygusuzluk yaratmaya başlıyor. Bu duygusuzluk, kaybedilen bir maçtan sonra yaşanan üzüntünün süresini öyle bir kısaltıyor ki çocuk durumdan ders almak yerine bunu normalleştirmeye başlıyor. Maç sadece basit bir örnek. Bu örnekler uzayıp gider. Çocuklarda gördüğümüz eksik yönleri onlara aktarırken ne kadar sinirlenirsek sinirlenelim çocuklar üzerinde bıraktığı etki oldukça kısa sürüyor. 
 
Bizler belkide çocuklarımızda ‘aman bir travma olmasın’ diye endişelenirken acaba bunu biraz abartıyor muyuz? Bizler onların yaşındayken bu konular pek konuşulmuyordu. Her şey doğal bir akışın içerisinde ilerliyordu. Bir şekilde büyüdük çoğu şeyi kabullenerek. Belkide o dönem bizlere yapılanda çok normal değildi ama, duygularımızı hep en üstlerde ve olması gerektiği şekilde yaşardık. 
 
Çocuklarımızı bu travmalardan korumak için onlara ileride daha büyük duygu problemleri yaratıyor olabiliriz. İstedikleri çoğu şeye kolayca sahip olabilen çocuklar, istedikleri durum gerçekleşmeyince, durumun üzerine gitmek yerine kolayca pes ediyorlar. Çünkü biliyorlar ki onlar için düşünülmüş bir alternatif var. Oysa eskiden böyle değildi. Okul, spor faaliyetleri, başarılı yada başarısız olunurdu. Alternatif hazırlanmazdı. Bizler belki bu ince çizgiyi yakalamakta zorluk çekiyoruz, hayatı onlar için kolaylaştırdığımızı düşünerek tatminsiz çocuklar yetiştiriyoruz. Sonrada kendi çocukluğumuz ile kıyaslayıp, ders çıkarmaları için onlara yaşadıklarımızı anlatıyoruz. Ama kısa ve net. Yaşamadan bilemezsiniz.