Miyomlar gebeliğe engel mi?

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Adnan Orhan, kadınlarda sık görülen miyomların hem hayat kalitesini hem de gebelik sürecini olumsuz etkileyebileceğini belirterek, "Miyomlar iyi huylu tümörlerdir ancak zamanında tanı ve uygun tedavi ile kontrol altına alınmalıdır" dedi.

Miyomların rahmin kas dokusundan köken aldığını ve genellikle yavaş büyüdüğünü ifade eden Doç. Dr. Adnan Orhan, "Bu oluşumlar genellikle kötü huyluya dönüşmez. Kansere çevirme oranı binde bir ila dört arasında olup oldukça düşüktür" şeklinde konuştu.

Miyomların en sık neden olduğu şikayetin anormal kanamalar olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Orhan, "Bazı hastalar düzensiz, bazen şiddetli, bazen fark edilemeyecek düzeyde kanamalar yaşar. Bu durum hem hastayı anemik bırakır hem de yaşam kalitesini bozar" ifadelerini kullandı.

Diğer organlara baskı yapabiliyor
Miyomların sadece rahmi değil, çevresindeki organları da etkileyebildiğini dile getiren Doç. Dr. Adnan Orhan, "İdrar torbasına baskı yaparak sık idrara çıkma, idrar kaçırma ya da idrar yapamama gibi şikayetlere neden olabilir. Aynı zamanda kabızlık, ishal veya dışkılama hissinin tam geçmemesi gibi sindirim sistemi şikayetlerine de yol açabilir" diye konuştu.
Ani büyüyen miyomların nadiren kansere dönüşebileceğine dikkat çeken Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Adnan Orhan, bu duruma "Leiomyosarkom" adı verildiğini belirtti.

Gebelikte miyom tehlikesi
Miyomların gebeliğe engel olmayabileceğini ancak gebeliğin seyrini olumsuz etkileyebileceğini aktaran Doç. Dr. Adnan Orhan, "Miyom gebeliğin başında düşüklere, ilerleyen dönemlerde ise erken doğuma yol açabilir. Bazen 18. haftada düşükle sonuçlanan vakalarla karşılaşıyoruz" şeklinde konuştu.

Yaşadığı bir olayı örnek veren Doç. Dr. Adnan Orhan, "Bir hastamızda miyomlara bağlı olarak gebeliği çok riskli geçti. Ağrıları dayanılmaz seviyeye gelmesine rağmen 36. haftaya kadar bebeği taşıyabildi. Ancak sezaryen sırasında erken doğum riski nedeniyle bebeği almak zorunda kaldık" dedi.

Miyom tedavisinde modern yöntemler
Miyomların tedavisinde kapalı yöntemlerin öncelikli tercih olduğunu belirten Doç. Dr. Adnan Orhan, "Rahmin içindeki miyomlar histeroskopi ile, karın içindeki miyomlar ise laparoskopik yöntemle temizlenebilir. Çok büyük miyomlarda açık cerrahiye başvurabiliyoruz" şeklinde konuştu.

Sezaryen esnasında miyom ameliyatı yapmanın riskli olduğunu söyleyen Doç. Dr. Orhan, "Miyomlar kanamalı dokular olduğu için bu işlemi genellikle sonraya bırakıyoruz" dedi.
Rahmin tamamen alınmasının her hasta için gerekli olmadığını vurgulayan Doç. Dr. Orhan, "45-50 yaş altı kadınlarda, özellikle doğurganlık planı olanlarda yalnızca miyomları almayı tercih ediyoruz. Menopoza yaklaşmış ve doğum planı olmayan kadınlarda ise rahmin alınması gündeme gelebilir" diye konuştu.

Tanı koymak kolay, tedavi planı net
Jinekologlar açısından miyom tanısının kolay olduğuna dikkat çeken Orhan, "Muayene esnasında vajinal ya da karından yapılan ultrasonla miyomları rahatlıkla tespit edebiliyoruz. Gerekli durumlarda MR ile 3 boyutlu planlama yaparak ameliyat sürecini ayrıntılı hazırlıyoruz" şeklinde konuştu.

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Adnan Orhan, kendisine 20. haftada düşük tehdidiyle başvuran bir hastanın hikayesini şu sözlerle paylaştı:
"Hastamızın rahmi 15’e yakın, en büyüğü 10 santim olan miyomlarla doluydu. Rahim büyümüş, bebek gelişememişti ve ne yazık ki düşük gerçekleşti. 6 ay takip ettik, MR ve ultrasonla yerlerini netleştirdik. Ardından tüm miyomlarını ameliyatla temizledik. Bir yıl sonra hastamız yeniden gebe kaldı. Şu anda 32. haftada ve gebeliği sağlıklı bir şekilde ilerliyor."