Sizin yetki alanınıza TÜKÜREYİM!
Bolu'da yaşanan facianın daha külleri havada uçuşurken başladı bizim siyasi kesim "Bende değil onda, onda değil şunda" şaka gibisiniz...
Hayatını yitiren onca can, kahrolan onlarca aile, yetim kalan çocuklar...
Birilerinin ihmali yüzünden kahrolan hayatlar...
Ancak bakıyorsun daha otel yanarken "Ben konuşmak istemiyorum ama sorumluluk bizde değil" diye açıklama geliyor. Daha ona sinirlenirken diğer taraftan "Ne demek kardeşim sorun sizde" diye açıklama geliyor. Yahu sizin yetki alanınıza tükürelim ben...
Sizin vicdanınıza tükürelim...
İnsanlar can pazarından kurtulmak için çocuklarını camlardan aşağıya attılar. Takım elbiseyi giyip, kravat takan basın karşısına geçiyor "Sorumluluk şunda" diye açıklama yapıyor. Belediye, bakanlık, itfaiye kimde olursa olsun insanlar hayatını kaybetti. Daha çalışmalar sonlandırılmadı. Bir bekleyin be kardeşim. Sizin hiç mi vicdanınız yok?
Hangisinin, hangi sosyal medya trolüyle arası iyise yazdırıyor ona "Sorumluluk orada"
Ben de yazıyorum sorumluluk "HEPİNİZDE"
Belediyenin orada yetkisi var veya yok. Sende o belediyeyi denetle o zaman. Bakanlıkta sorumluluk var veya yok orayı da denetle o zaman...
İnsanlar ailesine kahrolurken sizin siyasi demeçlerinizi dinlemek zorunda değil be insanoğlu...
Cesaretiniz varsa çocuğunu, eşini, ailesini kaybedenlerin yüzüne anlatın bu derdinizi, yüzlerine karşı verin demeçlerinizi...
İhmal kimde bilmiyorum ama bu işlerin son bulması için caydırıcılık önemli.
Yapılması gereken basit!
Yapacaksın bir meclis kararı, imzalatacaksın. Bu tip durumlarda sorumlu tutulan ve gerçekten sorumluysa ailesinin her bir üyesi dahil olmak üzere bütün mal varlığına el koyup tazminat olarak ödeteceksin. Yetmedi mi hayatı boyunca geri kalanlar da o tazminatları ödemek için çalışacak ki aklı başına gelecek.
Türkiye'de bulunan bütün otelleri denetleyecek, denetleyen kurumu da denetleteceksin. Hatta bu belediye, bakanlık, şirket kimdeyse tam zıt görüşlü birimler denetlesin. Birileri artık bu olaylara el atsın. O benim tanıdık, bu akraba, bu dıdısının, dıdısı algısını bırakın!
Liyakatli yöneticiler istiyoruz...
Artık YETER!
Bu acıların sebebi her kim veya kimlerse. Belediye, bakanlık, özel yetkili şirketler her kimse en ağır şekilde cezasını çeksin. Acıları, acımız dinmez ama en azından yeni acıların önünü keselim...
ULUDAĞ BUNA HAZIR MI?
Bildiğim kadarıyla Uludağ girişinde sağlık birimi, itfaiye, arama kurtarma ekipleri mevcut ama sayı arttırılıyor mu? Bu anlamda ne gibi bir reaksiyon alınıyor öğrenmek lazım. Uludağ bu tip durumlara en hazır lokasyon ama ne kadar hazır? Mustafa Bozbey başkandan rica ediyoruz. Bursa'da bu acılar yaşanmaması için gerekli bütün önlemler alınmalı. Gerekirse bu ilgili birimlere ek personeller kış ayında yerleştirilmeli ki aynı acılar canlanmasın tekrardan. Belki yetki alanında değildir bilmiyorum ama gerekirse yetkiyi delerek girilmeli. Bu tip durumlarda yetki karmaşasından ziyade acil önlem planı şart. Uludağ Alan başkanlığı'nın bu anlamda görevi ne bilmiyorum. Onların da dününe kadar böyle bir gündemi olduğuna inanmıyorum ama yine de onların da üzerlerine düşen ne varsa yapmaları için çağrı yapıyorum. Yarın bu satırlardan bir acı daha paylaşmak istemiyorum. Bırakın o bu partiden, bu şu partiden konularını ve insan sağlığı açısından el ele verelim ve artık bu tip durumları en aza indirelim.
Meclistekilere de bir çağrı olacak buradan...
Nasıl ki kendi istedikleri olduğunda bir anda birleşip eller kalkıyorsa, bu tip durumlarda da "Suç onda, bizde değil" demeçlerini bırakıp, suçlu aramaya son verip artık "Neler yapabiliriz" konuşulması lazım. Bunun içinde bir defa birlik olununda artık ben değil, biz olalım...