Türkiye sanayisi, son dönemlerde art arda gelen ekonomik dalgalanmalar, yüksek finansman maliyetleri ve zayıflayan iç talep nedeniyle ciddi bir yavaşlama sürecine girdi. Sanayi üretim endeksindeki düşüşler ve kapasite kullanım oranlarındaki gerileme, üreticilerin frene bastığını açıkça ortaya koyuyor.
Enerji maliyetlerindeki artış, kur baskısı ve küresel taleplerin zayıflaması gibi dış etkenler, sanayicinin önünü görmesini zorlaştırıyor. İçeride ise krediye erişimde yaşanan sıkıntılar ve yüksek faiz ortamı, yatırım iştahını köreltiyor. Sonuç olarak fabrikalarda vardiyalar azaltılıyor, yeni yatırımlar erteleniyor ve bazı sektörlerde istihdam baskısı hissedilmeye başlanıyor.
Bu tabloyu sadece geçici bir yavaşlama olarak görmek tehlikeli olur. Sanayi, Türkiye ekonomisinin bel kemiği. Eğer bu daralma yapısal hale gelirse, büyüme hedefleri ciddi şekilde sekteye uğrayabilir. Çözüm ise net: Üretimi destekleyen, öngörülebilir ve güven veren politikalar. Sanayiciye nefes aldıracak adımlar atılmadıkça bu daralma sadece rakamlarda değil, sokakta da hissedilmeye devam edecek.
Yorumlar