Herkese merhaba,
22 Eylül Pazartesi itibarıyla Güneş Terazi burcuna geçiyor ve önümüzdeki bir ay boyunca gökyüzüne denge arayışının ışığını bırakıyor. Terazi; güzelliğin, ilişkinin, ortaklığın, adaletin ve uyumun burcudur. Aynı zamanda savaşla barışın, diplomasiyle politikanın ince çizgisinde duran bu burç, hepimize şu soruyu soruyor: “Haklı olan mı güçlüdür, yoksa güçlü olan mı haklı?”
Bu süreçte özellikle ilişkilerde ve adalet alanında artık göz ardı ettiklerimizle yüzleşmek zorunda kalacağız. Yorucu olanı, yıpratıcı olanı görmek ve idrak etmek, bundan sonraki yolun pusulasını belirleyecek.
Haftanın dikkat çekici geçişlerinden biri de Mars’ın Akrep burcuna adım atışı. Mars burada adeta bir savaşçı: cesur, stratejik, gerektiğinde kılığını değiştirerek ama her şartta kazanmak için ilerleyen bir figür… Hayatımıza yansıması ise azim, hırs ve başarma isteği olacak. Ameliyat gündemi olanlar için bu transit, adeta gökyüzünün kalkanı gibi koruyucu bir etki sunabilir.
Salı günü Güneş–Neptün karşıtlığı, bizleri puslu bir aynanın önüne götürecek. Yanlış beklentiler, hayal kırıklıkları, aldatma ve aldanma ihtimalleri artabilir. Neptün, sis perdesini aralarken bazı gizli gerçekleri de açığa çıkarabilir. İşte tam bu noktada ayaklarımızı sağlam basmalı, hayalin cazibesine değil, hakikatin çıplaklığına sarılmalıyız.
Çarşamba günü gökyüzünün en sert sahnesi kuruluyor: Mars–Plüto kare açısı. Bu açı, şiddetin gölgesini büyütebilir. Toplumsal düzeyde saldırılar, patlamalar, yangınlar gündeme gelebilir. Bireysel düzeydeyse aile içinde kırıcı sözlerden, geri dönüşü olmayan tartışmalardan uzak durmak hayati önem taşıyor. Mars’ın kılıcı ile Plüto’nun yeraltı gücü karşı karşıya gelirken, bizlere düşen en önemli görev “öfkeye teslim olmamak.”
Ama aynı gün gökyüzü bize büyük bir hediye de sunuyor: Büyük Hava Üçgeni.
Güneş, irademizi ve yaşam enerjimizi parlatıyor.
Uranüs, zincirlerimizi kırıp özgürleştiriyor.
Plüto, gücün en derinini, dönüşümün en köklüsünü açığa çıkarıyor.
Bu üçlü, gökyüzünde adeta “yeniden doğuşun kapısını” aralıyor.
Bireysel düzeyde:
Kendi ışığını daha güçlü ortaya koyabilir, zincirlerinden kurtulabilir, geçmişin yüklerini geride bırakabilirsin. Radikal ama doğru hissettiren değişiklikler için gökyüzü seni destekliyor.
Toplumsal düzeyde:
Liderler reform iradesiyle adım atabilir, baskıcı yapılar yıkılıp yeniden inşa edilebilir. Teknoloji ve bilim sahasında önemli atılımlar görülebilir. Halkı özgürleştiren, toplumu dönüştüren gelişmeler gündeme gelebilir.
Türkiye Gündemi: Adalet, Muhalefet ve Diplomatik Hamleler
Türkiye’de adalet sistemine, muhalefetin duruşuna ve siyasi dengeye dair büyük kırılmalar yaşanıyor.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in 2023 kurultayının usulsüzlük iddialarıyla iptal edilmesi talebiyle açılan davanın kararı 24 Ekim tarihine ertelendi. Bu durum, muhalefeti zayıflatma girişimi olarak algılanıyor. Ana muhalefet partisi CHP içinde ve belediyelerde yöneticilerin tutuklanmaları, partinin İstanbul İl Teşkilatı’na kayyum atanması gibi olaylar, sokaklarda protestoları ve toplumsal tepkileri tetikliyor. Genel Başkan Özgür Özel ile ilgili önemli siyasi ve sağlık sınavlarından geçeceğini düşünüyorum. Kılıçdaroğlu'nun tekrar genel başkan olarak tanınması yüksek ihtimaldir.
Türkiye‐ABD ekseninde ise diplomasi ve savunma alanında önemli görüşmeler planlanıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 25 Eylül’de ABD ziyareti ve Trump ile Beyaz Saray’da yapılacak görüşmede F-16, ticaret ve savunma sanayi konularının öne çıkması bekleniyor. Ayrıca Türkiye ile Mısır arasında, 13 yıl aradan sonra gerçekleşecek deniz tatbikatları gündemde; Doğu Akdeniz bağlamında bölgesel güvenlik ve askeri iş birliği açısından sembolik ve stratejik öneme sahip.
Bu gelişmeler, bahsettiğim “adalet, güç, değişim” temalarının toplumsal düzlemde nasıl somutlaştığını gösterir. Özellikle muhalefetin baskı altında olması, halkın beklentisi ve demokratik normların sınanması; Mars–Plüto’nun tetiklediği şiddet risklerine, Güneş–Neptün’ün yanıltıcı tablo çizme potansiyeline doğrudan denk düşüyor.
Uluslararası düzlemde de yine gökyüzünün etkileriyle paralel pek çok gelişme var:
Filistin‐İsrail meselesi sıcaklığını koruyor; Türkiye Başkanı’nın New York’ta BM Genel Kurulu kapsamında Gazze, Suriye ve ilişkiler bağlamında çok yönlü temaslarda bulunacağı belirtiliyor. Türkiye’nin, İsrail’in Gazze’deki eylemlerini “katliam” olarak tanımlaması ve iki devletli çözüm talebini vurgulaması beklenen başlıklar arasında. Yine de başarılı sonuç olacağı konusunda emin değilim. Güneş batı'dan doğacaktır. Unutmadan Gazze'ye doğru giden Sumud Filosunun hala tehlikede olduğunu hatırlatmak isterim...
Türkiye, iklim değişikliği, sürdürülebilirlik ve çevre diplomasisi bağlamında COP31 ev sahipliği konusunda Avustralya ile görüşüyor; bu da ülkenin uluslararası imajı ve dış politika yöneliminde çevresel sorumluluğa dair yeni bir pencere olabilir.
Bölgesel anlamda ise Türkiye‐Libya ilişkileri de yeniden şekilleniyor; Libya ile deniz yetki anlaşmalarının uygulanması, ekonomik komisyon toplantıları gibi girişimler barış, stratejik denge ve ekonomik iş birliği açısından ise kritik gözüküyor. Bu hafta altın ve para piyasalarında önemli oynamalara şahit olacağız. Çarşamba günü itibariyle risk almamalıyız.
Adalet terazisi Türkiye’de yargı süreçleriyle sınanıyor, muhalefet için hak iddiası ve demokratik normların korunması gündemde.
Mars’ın kılıcı, hem bireysel hem toplumsal düzeyde baskıların, güç mücadelelerinin artışı olarak okunabilir.
Ve Uranüs’ün zincirleri kırma isteği ise protestolar, diplomatik bağımsızlık hamleleri, halkın beklentilerinin görünürlüğünün artışıyla karşımıza çıkıyor.
Sonuç olarak, bu hafta gökyüzü bize hem dikkatli olmamız gerektiğini hem de cesur dönüşümlere hazır olmamız gerektiğini hatırlatıyor. Bir yanda yanılgıların sisini dağıtmak, diğer yanda köklü değişimlerle zincirlerimizi kırmak… Güneş’in Terazi’deki yolculuğu bizlere şunu fısıldıyor: “Hakikati gör, adaletle yürü ve dengeni bul.”
Sevgiyle, bdino?
Yorumlar