"Edebiyat ve Sinema İlişkisi" düzenlenen programda, iki sanat dalının kesişen ve ayrışan yönleri ele alınırken, bu kapsamda sinemanın gerçekle olan bağı detaylı bir şekilde ele alındı.
“Sinemanın Hakikati”, “Hakikatin Sineması” ve “Sinemanın Kökleri” gibi kıymetli eserlerin yazarı Gülşen, sinemanın hakikati anlamaya yönelik bir sanat olduğunu vurgulayarak, “Sinemayı, hayatı ve hakikatini, Allah ve kozmos ilişkisinin tecellilerini anlamaya yönelik bir sanat olduğu için seviyorum” dedi. Gülşen, sinemanın diğer sanat dallarından farklı olarak, bazı hakikatlere ulaşma potansiyeli taşıdığını ifade etti.
"Sinemanın ortaya çıkışı zamanın hakikatine dair bir arayış"
Gülşen, sinemanın zamanla kurduğu ilişkiyi ve bu ilişkinin önemini şöyle yorumladı:
“Sinemanın ortaya çıkışı, zamanın hakikatinin kaybolmaya başladığı bir döneme denk gelir. 19. ve 20. yüzyılda sanatçılar ve filozoflar kaybolan zamanı yakalama çabasındaydı. Sinema, zamanın heykeltıraşlığıdır; soyut olan zamanı somutlaştırır.”
Moderniteyle birlikte insanoğlunun zaman, an ve ebediyetle kurduğu ilişkinin değiştiğini belirten Gülşen, sinemanın bu ilişkiyi yeniden kurmaya yönelik bir sanat olduğunu dile getirdi.
"Sinema, hakikat arayışında bir araç"
Sinema etkinliğinin, yalnızca bir eğlence aracı olmadığını vurgulayan Gülşen, “Bu programlar sinemanın tarihine ya da niceliksel yönüne odaklanmıyor. Sinemanın manevi bir enstrüman olarak yapabileceklerini araştırıyoruz” ifadelerini kullandı. Gülşen, sinemanın dünyada genellikle seküler bir araç olarak kullanıldığını belirterek, “Bizim sinemadan muradımız, onun hakikatle ilişkisini nasıl derinleştirebileceğimizdir” dedi.
Programın sonunda katılımcılara kitap hediye edilirken, Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü adına Enver Gülşen’e hediye takdim edildi.
Yorumlar