Hayvan sevgisi ve onlara duyulan empati, bireylerin ruhsal sağlıklarının iyileşmesine katkı sağlarken toplumsal düzeyde de olumlu etkiler oluşturuyor. İstanbul Aydın Üniversitesi Türkiye Araştırmaları Merkezi Müdürü Dr. Özgür TÖR, hayvan sevgisinin bireyler ve toplum üzerindeki etkilerini vurgulayarak, daha sevgi dolu bir toplumsal yapının suç oranlarını düşürebileceğini belirtti.
Dr. Tör, çeşitli psikolojik araştırmaların evcil hayvan besleyen bireylerin stresle başa çıkma kapasitelerinin daha yüksek olduğunu ve toplumsal kurallara uyum sağlama eğilimlerinin arttığını gösterdiğine dikkat çekti. Bu durum, bireysel düzeydeki olumlu etkilerinin ötesinde, suç oranlarının azalması gibi toplumsal kazançları da beraberinde getiriyor.

“Hayvanlara saygı duymayı öğretmek” ile başlayan bir değişim
Dr. Özgür Tör, hayvan sevgisinin erken yaşta kazandırılmasının, empati ve saygı gibi değerlerin gelişiminde temel taş olduğunu ifade etti. Araştırmaların, hayvanlara nazik davranan çocukların insanlara karşı da daha empatik olma ihtimallerinin yüksek olduğunu ortaya koyduğuna dikkat çekerek, şu açıklamada bulundu:
“Hayvan sevgisi ile zenginleşen bir çocuk dünyası, sadece bireysel gelişimle sınırlı kalmaz; aynı zamanda daha fazla korunan bir doğal yaşamın da habercisi olur. Gezegenimizin iyiliğini düşünün, tutkulu bir doğasever yetiştirmenin ilk adımı çocuğa hayvanlara saygı duymayı öğretmekten geçiyor.”

Hayvan sevgisinin toplumsal kazançları
Dr. Tör, hayvan sevgisinin sadece bireyler için değil, daha geniş düzeyde toplumların geleceği için de kritik bir öneme sahip olduğunu vurguladı. “Hayvanlara duyduğumuz sevgi ve saygı, daha sağlıklı, huzurlu ve düşük suç oranlarına sahip bir toplum oluşturulmasını sağlayabilir. Toplumsal yapıda hayvan sevgisinin daha fazla yer bulması, çok daha parlak bir geleceğin kapısını aralayabilir” dedi.