DOLAR 35,3876 EURO 36,3741 STERLİN 43,8677 GRAM ALTIN 3.024,26 BIST 100 9.961,34 BITCOIN $96.974
Facebook TwitterX Instagram YouTube

Arama Haber Code Logo Arama
Reklam Alanı 101
Reklam Alanı 101
Reklam Alanı 101
Reklam Alanı 101

HABERLER

(ÖZEL HABER) Beklenen Marmara depremi mi! Bursa depremi mi?

Güney Marmara Jeoloji Mühendisleri Odası eski başkanı, Jeoloji Yüksek Mühendisi Engin Er, olası bir Marmara, Bursa depremini ve şehirde depreme karşı alınabilecek tedbirleri Bursa’dan Haber Var mikrofonlarına değerlendirdi.

Giriş: 25.07.2024 14:34 | Güncelleme: 05.12.2024 14:22
Paylaş
(ÖZEL HABER) Beklenen Marmara depremi mi! Bursa depremi mi?

Röportaj: Fatih Akkuş, Erkut Por

Kamera: Ömer Ak, Yusuf Çelmez

Son günlerde Bursa’da depremler gerçekleşti, bu depremlerin sizin de üzerinde çalışmalar yürüttüğünüz merkez fay hattından kaynaklandığı biliniyor. Gerçekleşen bu depremler bize neyi işaret ediyor?

Birçok akademisyen ile çalışmalar neticesinde bu fayı inceledik. Bursa’da Nilüferden başlayıp Yenişehir’e kadar devam eden ve Bursa Ovası’nın merkezinden geçen, aktif olduğu tespit edilen bir fay hattıydı bu. Bununla alakalı 25 farklı bölgede arazi çalışmaları yapıldı.

Bu fay hattının şöyle bir özelliği var; 1855 yılında Bursa’da gerçekleşen ve küçük kıyamet olarak adlandırılan, Bursa’da birçok insanın ölmesine, Bursa ekonomisinin sarsılmasına sebep olan o depremi oluşturduğu düşünülen bir fay hattı bu. Bu deprem üzerine çok fazla çalışma yapılmadı fakat bizim incelemelerimizde ve o dönemki yıkım alanlarına baktığımızda bu fay hattının 1855’de ki depremi oluşturan fay hattı olduğunu söyleyebiliriz.

Hep söylenen ‘Beklenen Marmara Depremi’ kalıbında Bursa, bu depremi bekleyen bölgelerden biri, fakat Beklenen Marmara Depremi’nin dışında beklenen Bursa depremleri de var! Mesela Marmara Denizi içerisinde oluşan bir deprem, deniz çevresindeki bütün yerleşim yerlerini etkileyebilir. Çünkü büyüklüğü 7.6 büyüklüğüne varan bir depremden bahsediyoruz. Çok büyük bir deprem demek bu.

Biliyorsunuz 7.4 beklenen, 6 Şubat depremlerinde 7.7 ve 7.6 büyük iki tane deprem olmuştu. Yüz binlere yakın vatandaşımızın can kaybına ve Türkiye ekonomisini etkileyen bir sarsıntıya sebep olmuştu. Marmara Denizi içerisinde beklenen deprem 7.6 fakat bunun tıpkı 6 Şubat depremlerinde olduğu gibi daha büyük olma gibi bir ihtimali de var. Böyle bir felaket yaşanması durumunda ise Bursa bundan çok etkilenecek.

Başka bir fay hattından bahsedeyim Kuzey Anadolu Fay Hattının üç kolu var. Bir tanesi Marmara Denizi’nin içinden geçen, diğeri İznik Gölü’nün güneyinden başlayıp, Gemlik, Mudanya’nın denizle birleştiği nokta ve Karacabey’e doğru devam eden bir fay hattı var ki işte bu beklenen Marmara depreminde hareketlenecek fay hattı değil. Bu 7 ve 7’nin üzerinde deprem üretme potansiyeli olan bir fay hattı ki burada deprem olursa bu beklenen Bursa depremi olur. Son zamanlarda olan depremlere baktığımız zaman mesela Tahtalı’ da ki 3.2, 2.4 ve aynı gün Orhaneli’ de olan deprem bunları düşündüğümüz zaman biliyoruz ki ülkemiz bir deprem ülkesi, Bursa’da onun en hassas bölgelerinden bir tanesinde bulunuyor.

Artık biz yeni fay hattı aramamamız lazım, mevcut fay hatları üzerinde neler yapmamız, nasıl tedbirler almamız onlara bakmamız lazım. Olası bir 7.4 depreminde neleri yapmamız gerekiyor onları tartışmamız lazım.

Bursa’da deprem ile ilgili olan çalışmalar sizce yeterli mi?

Şu ana kadar yapılan çalışmalara yeterli diyemeyiz. Çünkü Bursa’da önceki çalışmalarda yüzde 65 oranında mühendislik hizmeti almamış binalar vardı. Hadi yeni yapılanlarını aldığını ve yapılan çalışmalar ile biraz iyileştirildiğini düşünelim yine de şu an yüzde 50’si mühendislik hizmeti almamış binalardan oluşuyor.

 Bursa’da fay hatlarını hesaba katan bir planlama yok 1/100.000’lik planımız yok. Planlama anayasamız yok. 1998 yılında çıkan bir planlamamız var, 99 depremini düşündüğümüz zaman ortaya çıkıyor ki biz planlama yaparken depremleri fay hatlarını hiç dikkate almıyoruz.

1/1000’lik planlara baktığımız zaman zaten, şurada bir fay hattı var siz buraya bina yapamazsınız diyen bir belediyemiz maalesef yok şu an.

İlk olarak bizim planlamadan başlamamız lazım ve bunu çok çabuk yapabiliriz. Şu an mikro bölgeleme çalışmalarına başlandı fakat daha rahatlamak için çok erken bu çalışmaların bir an önce bitip uygulamaya geçmesi lazım. Bu mikro bölgeleme çalışmaları ile bütüncül bir çalışmayı hayata geçirirsen heyelan, sel, trafik gibi birçok soruna da çözüm bulunabilir. Bizim bu çalışmaları yirmi yıl önce yapmamız lazımdı. 99 depremi madem Türkiye’de bir milat bunun göz önüne alınıp kısa, orta ve uzun vadede plan yapılmalıydı. Uzun vade dediğimiz zaten 25 yıl, 99 depreminde bu zamana geçen süre de 25 yıl içerisinde bizim uzun vadedeki çalışmayı bile bitirmiş olmamız lazımdı.

Denetleme sistemimiz maalesef denetim yok. Vatandaş diyor ki benim binam yapı denetimden geçti. Geçti fakat zeminle ilgili bir denetim yapılmadı. Yapı denetim firmaları zemin ile ilgili bire bir sorumlu değil. Uyarmak için söylüyorum korkutmak için değil, 6 Şubat depremlerinin merkezi Kahramanmaraş’tı. En çok yıkılan yer Hatay oldu. Halbuki aralarında 200 km mesafe vardı. Niye böyle oldu? Çünkü zemin özellikleri bakımından Hatay kötü bir yerde. Hatay’a gittiğiniz zamanda en büyük hasarı nehir kenarında yapılmış, kötü zeminlerde yapılmış binalarda görürsünüz. Oraya ilk giden ekip bizdik Jeoloji Mühendisleri Odası olarak. Orada yaptığımız incelemelerde gördük ki bu kadar can kaybına sebep olan en önemli etken zemin özellikleriydi.

Bursa’da bu zemin özelliklerini kontrol edebilir bir yapımız yok. Yapı denetim bu işin içerisinde değil, belediyelerin çoğu da bu işin içerisinde değil. Bu konuyla ilgili gayret eden belediyeler olduğunu biliyoruz ama yeterli değil. Acilen belediyelerimiz bununla ilgili kadrolaşma içerisine girmek zorundalar. Bir belediyede bir iki tane jeoloji mühendisi var bunlar sondajın yapılmasına mı baksınlar, rapora mı baksınlar, denetlemeye mi baksınlar. Bunlardan da ziyade yapı denetim firmalarının içerisine ya zemin denetleme kurulu kurulması lazım ya da onlar gibi bir de Zemin Denetleme Kurulu (ZDK) kurulması lazım. Bütün bu denetlemeleri yapmadan şehirleşmeye devam edersek Bursa güvenli bir şehir diyemeyiz.

Bir başka konu da Organize Sanayi Bölgelerimiz var. Bursa bir sanayi bölgesi, 20 civarında sanayi bölgemiz var. On binlerce insanımız bizim burada çalışıyor ama yapılan binalara baktığımız zaman ya eski zamanda mühendislik hizmeti almamış ya da yeni yapılanlarda zemin denetimi yapılmamış binalar var. Bursa sanayisi çökerse bu Hatay sanayisine falan benzemez. Ülke ekonomisi ciddi oranda sarsılır. Bakın 100 milyar dolardan bahsediyoruz 6 Şubat depremleri ile ilgili. 1 liralık yapacağımız çalışma 8 liralık zararı kurtarır.

Çok radikal kararlar almamız gerekiyor. Ya fay hatlarına bina yapımına izin verilmeyecek ya da açıklanacak “Kardeşim senin binandan fay hattı geçiyor istersen otur” denilecek. Vatandaşın da bunun bilincinde olması lazım.

Nilüfer’in zemini Bursa’ya göre en kötü zemin mi? Nilüfer’de ki en iyi zemin nerede?

Nilüfer özeline geldiğimizde zemini iyi olan yerler de var kötü olan yerler de var. İyi bir zemine iyi bina yapmak en ideali ama zemin kötü de olsa iyi bina yapılabilir. Çünkü gelişen teknolojide artık suyun üzerine bina yapılıyor. Zemin etüdü yapılacak baştan beri söylediğim gibi uygulaması mutlak suretle denetlenecek. Denetlendiği zaman sıvılaşma alanına da bina yapılabilir. Halbuki sıvılaşma alanı Hatay’da İskenderun’da gördük biz. Binalar yan yattı, çöktü ama sırf zeminden dolayı değil. Zemin onu salladı ama mühendislik hizmeti alan bir bina olsa kötü bir zemin bile olsa, bina zemin uyumu sağlandıysa burada deprem de olsa bu binalar güvenli binalardır. Örneğin depremde bine yakın vatandaşımızın hayatını kaybettiği meşhur binaya gittik biz Rönesans Rezidans, o binaya çok yakın olan iki tane binada camlar bile çatlamamıştı. Çünkü zemin bina uyumu gerçekleştirilmiş.

Depremi önceden tahmin etmek için çalışmalar yapılıyor. Bunların bir kenara bırakılması lazım. Bizim bir an önce hatta merkezi yerden çevreye yayılacak bir merkezi plan bütüncül plan yapıp uygulamaya geçmemiz lazım. Kaybedecek vaktimiz kalmadı. Burada yerel idareler sorumludur, ruhsatı kim veriyorsa o sorumludur. Yoksa 99 depreminde bulduğumuz Veli Göçer olayları gibi olmaması lazım.

Ruhsatı kim veriyorsa o mutlaka bu işten sorumlu olması lazım, yetki sana bağlı çünkü. Merkezi hükümetinde sorumlulukları var Yapı Denetim Kanunu’nun değişmesi lazım. Bunu yapacak bilgi birikim yok mu bizde var. Fakat uygulayabilecek radikal kararlara ihtiyacımız var. Şu anda fay hattı üzerine bina yapmakta hiçbir engel yok. Radikal kararlar alarak bunlara müsaade edilmemesi lazım.

Merkezi idaresiyle, akademisyenleriyle bir an önce bu planlamaları yapmalı ve uygulamaya geçirmemiz lazım. Bunu yapmazsak olası bir depremde bunun sonucunu can kayıpları ile öderiz.

Yorumlar

×

Haber Arama