DOLAR 39,9043 EURO 46,8742 STERLİN 54,7448 GRAM ALTIN 4.223,95 BIST 100 9.404,89 BITCOIN $107.509
Facebook TwitterX Instagram YouTube

Arama Haber Code Logo
Reklam Alanı 101
Reklam Alanı 101
Reklam Alanı 101
Reklam Alanı 101
Reklam Alanı 101
Reklam Alanı 101

HABERLER

“Emek Disiplin ve İnançla Yola Devam Edeceğiz”

Giriş: 12.11.2025 16:33
Paylaş
“Emek Disiplin ve İnançla Yola Devam Edeceğiz”

İYİ Parti Bursa İl Başkanlığı seçimlerinde yeniden güven tazeleyen İsmail Kaya, kongre sürecine zorlu bir dönemde girdi. Parti içindeki kırgınlıklar ve yönetimde yaşanan kopuşlar nedeniyle, kongre öncesi saha çalışmalarında çoğu zaman yanında iki-üç kişi ile hareket ediyordu. Bu küçük ekip de genellikle hep aynı isimlerden oluşuyordu.

Kaya, babasının hastanede tedavi gördüğü günlerde adeta ev, hastane ve parti arasında mekik dokuyarak çalışmalarını sürdürdü. Buna rağmen, teşkilatı diri tutmak ve üyelerle birebir temas kurmak için gösterdiği çaba takdir topladı. Ancak yakın çevresindeki bazı isimlerin partinin temel ilkeleriyle bağdaşmayan tutumları, teşkilat içinde zaman zaman rahatsızlık yarattı.Bu durum da Kaya’nın omuzlarındaki yükü daha da artırdı.

Tüm bu sürecin sonunda yapılan kongrede, İsmail Kaya bir kez daha delegelerin güvenini kazanarak İl Başkanlığı görevine devam etme hakkı kazandı. Kendi ifadesiyle, onun siyaset anlayışında süslü cümleler değil, emek, disiplin ve inanç öne çıkıyor.

Şimdi Kaya, yeni dönemde Bursa’da partiyi daha güçlü ve etkin bir yapıya kavuşturmak için kolları sıvamış durumda. Röportajımızda hem bu sürecin perde arkasını hem de önümüzdeki döneme dair hedeflerini konuştuk.

Sayın Kaya, yeniden güven tazelediniz. Öncelikle bu süreç sizin için nasıl geçti?

Kongre süreci gerçekten kolay değildi. Hem teşkilatımızda yaşanan bazı kırgınlıklar hem de kişisel olarak içinde bulunduğum zorluklar nedeniyle yoğun bir dönemdi. Ama ben siyasette hiçbir zaman kolay yolu seçmedim. Emek vermek, sabırlı olmak ve inanmak gerektiğine inanıyorum.

Zor bir dönemde kongreye gittiniz. Buna rağmen yeniden seçildiniz. Sizce delegelerin size olan güveninin temelinde ne vardı?

Sanırım samimiyet. Ben her zaman açık bir insan oldum. Sözümle, duruşumla, insanlara verdiğim değerle hareket ettim. Belki herkesle aynı fikirde değiliz ama herkes benim ne düşündüğümü bilir. Bu da siyasette çok önemlidir.

Göreve geldiğiniz dönemde, “Bursa, Orhangazi değil” diyenler olduğu gibi kongre öncesi de yeteri kadar çalışmadığınız konusunda söylentiler oldu. Bunlara ne diyeceksiniz?

Ben şov yapmaya değil, çalışmaya geldim. Bir fabrika düşünün, burada bir ürün çıkarıyorsak, bunun için ne gerekiyorsa yaparım. Ben, başında baret üzerinde beyaz önlükle gezen bir mühendis değilim; gerekirsemakinenin altına yatarım! Yağ bulaşır, toz bulaşır ama iş biter. Ben bir yıldır bunu yapıyorum, bundan sonra da böyle olacak. Gittiğim düğünlerin, cenazelerin fotoğrafını paylaşacak değilim.

Yönetim tarzınız nasıl olacak?Kongre sonrası nasıl bir yol izleyeceksiniz?

Yetkilendirme liyakat temeli üzerinde oluşturulacak. Herkesin bir görevi var. Olduğumuz yerde kimin konuşması gerekiyorsa o konuşacak. Gençlik politikasını gençlik başkanı, kadın politikasını kadın başkanı yürütür. Bu bir ekip işidir.

Benim çalışmamda hak eden herkes hak ettiğin alır, ama eksi ama arttı. Yani parti disiplini neyi gerektiriyorsa, o yapılır. Görev vardır yapılması gereken şeyler vardır. Kurallar nettir, yeni bir şey yapmaya gerek yoktur. Daha öğreneceğimiz çok iş var ama yapmamız gereken şeyleri yapıyoruz. Herkesin bir tarzı var bizim tarzımız bu. Ben her zaman olduğu gibi doğru bildiğimi söylerim.

Orkestra şefi müziğin ritmini yakalamak için saz ekibini nasıl konumlandıracak?

Benim müzikle aram iyi değildir, futbolu bilirim hocam. 

Peki,teknik direktör ne yapacak?

Ben bu takımın hocasıyım. Nasıl ki Galatasaray’da Icardiiyi oynarken sahada yer aldıysa, şimdi Osimhen formdaysa o oynar. Bizde de kim partiye artı bir puan kazandırıyorsa o sahada olur. Kimin dostum olduğu değil, kimin katkı verdiği önemli. Sabah kalktığında divan üyesi olan biri, öğleden sonra düz bir yönetici olabilir.

Orhangazi’de de böyle yaptım. Her dönem 4-5 kez divan değiştirdim. Üç kongrenin her birinde yüzde 60’ın üzerinde yönetim değişikliği yaptım. Çünkü en iyi arkadaşım, en çok çalışan arkadaşımdır.

Partinin kurucuları arasında yer alan, çeşitli kademelerde görev yapan bazı arkadaşlar kendini dışlanmış hissediyor. Beni “Bir kere arasalar, bir hatırımı sorsalar belki de böyle olmayacaktı.” diyenler var. Böyle incinmiş kırılmış ve uzaklaşmış samimi partilileri yeniden kazanmak için neler yapacaksınız?

Bir yılda bir buçuk milyonun üzerinde SMS gönderdim. Bunun bir milyonu partiden istifa eden 18 bin üyeyeydi.İftar programına partiden istifa edenleri davet ettim.Onları iftar programına davet ettim. Kendilerini yeniden aramızda görmek istediğimizi söyledim. Genel Merkez bu çalışmayı örnek olarak aldı ve diğer illere gönderdi.

Ben kimseyi telefon ederek yanıma çağırmam. Normal bir üyemin ayağına da giderim. Hocam benim yapım bu. Parti olarak da yapmamız gereken bu. Ben bu şekilde yapıyorum.İnsanların kendilerine göre haklı oldukları kırgınlıkları vardır.

Ama onu aşamıyoruz.  Şunu da söyleyeyim benim bu partide 8 yıldan beri küs olduğum tek bir kişi yoktur. 

 

Dün Ahmet Koç aradı. Kemal Ataç, Ali Çinceoğlu, Güven Turan aradı. Burada adını sayamayacağım kadar fazla arkadaşlar arayıp tebrik ettiler.

Geçmişte yanlışlar oldu, farkındayım. Bundan sonra müsaade etmeyeceğim. Bu partinin duvarına bir tuğla koyanın emeğine saygı göstereceğim. Kim samimiyse, onunla yürüyeceğim.

Kongre öncesi diğer listede yer alanlarla sizin liste arasında zaman zaman sınırları zorlayan yazı ve yorumlar oldu. Ancak her şeye rağmen kongre bir şölen havasında gerçekleşti. Şimdi gelinen noktada diğer tarafta olan arkadaşlarla birlikte bütün üyeleri kucaklayıcı bir tutum sergilenecek mi?

 

Biz hiç ayrılmadık ki. Daha dün Özcan Altıntaş’la kahve içtik. Ama parti içinde birbirine haksızlık edenler varsa, onların da dönüp kendi yaptıklarına bakması lazım. Kimseye yalvarmam ama kimseyi de dışlamam.

 

Benim için önemli olan isimler değil, partinin kurumsal kimliği. Kim olursa olsun, o kimliğe zarar verenin karşısında dururum. Herkes hak ettiğini alacak.

 

İsmail Kaya bir beyaz sayfa açacak mı?

Elbette açacağız hocam. Söylemek istediğim de bu. Burada benim duruşum nasıl ona bakmak lazım. Dünkü düşüncelerle yarını yönetemeyiz. Artık dün dünde kaldı. Dünün hataları, kırgınlıkları, suçları geride kaldı. Bugün geleceğe yönelik yeni şeyler söyleme zamanı.

İsmail Kaya’nın cümleleri, siyasetin sadece koltuk değil, sorumluluk işi olduğunu hatırlatıyor.O, dünün kavgalarından değil, yarının hedeflerinden söz ediyor.

Ve sözün özü, yeni bir sayfa açmak, bir kişiyle değil, doğruyu birlikte arayanlarla mümkün.

Yorumlar

×

Haber Arama