Basketbolda sezonun geride kalan ilk dört haftası Bursaspor üzerine nelerin övünç meselesi edilebileceği hakkında geçerli bir kanaatin filizlenebilmesini sağladı. Bilhassa, dar rotasyonun tam bir müşkülat haline çevirdiği Telekom maçını sükseli bir senaryoda kazanabilmek Bursaspor için ümitli olmayı destekledi. Bursaspor’un kendi başantrenörünü bizzat kendi organizasyonu içinde yetiştirebilmesi kulüp için yarışmacı takım olmak kadar değerli bir kazanım. Kadro kalitesi bakımından favori takımlara karşı alınan galibiyetler Serhan Kavut’un dezavantajlara rağmen kazanan antrenör olma imajını destekliyor. Koçun basketbol kamuoyunda kazandığı itibar kulübün futbol kültürü temelli imajını spor kulübü kimliğine dönüştürebilecek bir değeri temsil ediyor.
Federasyonun bu yıl yürürlüğe aldığı ve kadroda 7 yabancı oyuncu bulundurulabilmesine imkân tanıyan düzenleme Euroleague takımları ile mücadele edebilme gücünü el mahkûm zayıflattı. Bursaspor’un fikstüre ligde kolay kolay kaybetmesi mümkün olmayan 2 Euroleague takımı ile başlaması camiayı yeni sezon kadro planı hakkında olumsuz duygu yüküne savuran bir algı kaymasına neden olmuş olabilir. Manisa’yı yenebilmenin kıymeti, Manisa kadrosunun o maçtan hemen sonra dağılması nedeniyle anlaşılamamış olabilir. Manisa, Türkiye ligine göre erken başlayan Şampiyonlar Ligi maçlarında göze giren Saban Lee ve Freeman Liberty’yi kadrosunda en çok 1 hafta koruyabildi ve ligde yalnızca Bursaspor’a karşı oynatabildi. Maccabi’ye transfer olan Saban Lee’nin saha içi dominasyonunu konuşmak Euroleague gündeminin trend mevzusuna dönüştü. Manisa’da 2 saha içi starına karşı savunma önlemleri geliştirebilmek hakkı teslim edilmesi gereken bir işti. Sezonun kıvançlı, görkemli bir diğer başarısı Slovakya’da Levice’yi 63 sayıda tutarak yenmek oldu. Levice bu maçtan henüz 2 hafta önce Zaragoza’ya 96 sayı atabilmiş ve ismini prestijli bir galibiyetle duyurmuştu.
Gavrilovic’in kadersiz sakatlığının koçu büyük bir güçlüğe sevk ettiğinden söz edilebilir. Önceki sezonların kadrosunda 4 numara pozisyonunda bulunan Dudzinski ve Young icap ettiğinde pivot rollerine devşirilebilecek oyun karakterine sahipti. Oysa bu sezonun 4 numara tercihi Grantham ihtiyaç halinde pivot rollerinden ziyade 3 numara alternatifi için başvurulabilecek bir oyuncu olduğu duygusunu veriyor. Koç, Gavrilovic’in yokluğunda kazanırken geçtiğimiz sezonu üçüncü ligde geçiren Nusret’in fizik gücüne tek ve son çare olarak sığındı. Nusret’in Sharma’yı oyuna hemen hiç süremediğimiz Telekom maçında sarf ettiği gayreti transferinde kendisinden beklediğimiz katkının daha fazlasına karşılık geliyor.
Anthony Brown’un yerine transfer yapılmamış olması Mutaf’ı saha içinde daha uzun sürelerle tutma planına işaret ediyor. Mutaf Bursaspor kariyerinde potansiyelli genç şutör oyuncu sınıfından komple bir saha içi tehdidine doğru evriliyor. Ömer Utku ise gerektiğinde oyunun kaderini değiştiren agresifliği ile taraftarın onayını kazanıyor. Oyunun tansiyonunu yükseltmek, rakibe sertlikle cevap vermek, amiyane tabirle bir savaş başlatmak icap ettiğinde akla gelen ilk oyuncu olması, onun Bursaspor’la üçüncü kez sözleşme yenilemesini sağladı.
Bir önceki sezonda Neal’ın kadroya katıldığının duyurulması üzerine o güne dek vasat bir görüntü çizmenin ötesine gidemeyen David Michineau’nun Bursaspor kariyerinin sona erdiğini düşünmüştüm. Halbuki Ataşehir’de Bahçeşehir maçı için ısınmaya çıkan takımda Neal’ın Floyd’u kestiğini ve Michineau’nun ısınmada olduğunu görmek oldukça şaşırtıcı bir manzaraydı. Michineau o gün beyaz bir sayfayla yeniden başladığı Bursaspor günlerinde saygın bir savunmacı olduğunu, bire bir oyunda gözü kara bir hücum gücüne dönüşebildiğini ispat etti ve kendisini bize yeniden tanıttı. Kendisiyle sözleşme yenilenmesine itiraz etmiyorum. Ancak PJ Pipes tercihi ile ilgili bir itirazda bulunmaktan da geri duramıyorum. Daha evvel 1 numara rotasyonunda forma giyen Chris Jones, Xavier Munford, Lamar Petters, Derek Needham ve Jordon Floyd gibi oyuncuların ortak özelliğinin hücumu domine edebilme becerisi olduğunu ve Pipes’ın zayıf bitiriciliği ile asla bu kategorinin bir parçası olamayacağını düşündüğümü belirtmek isterim. Rotasyonun bir parçası olarak kalmaya devam edecek olsa dahi taraftarın gözüne girmekte zorlanacaktır.
Futbolda yarışmacı bir takıma sahip olamadığımız uzun ve çileli yıllar boyunca Bursaspor’un marka değerini basketbol takımının koruduğunu belirtmemek olmaz. Futboldaki geri dönüş hikayesinin Bursaspor teması üzerine uyandırdığı ilgi basketbol salonlarında da karşılık bulacaktır. Giderek büyüyen, hep güzelleşen hikayelerin bir parçası olabilmek dileğiyle…