Bursalı bir hayırsever olan Başçı İbrahim’in bânisi olduğu Başçı İbrahim Külliyesi, Bursa şehrinin Uludağ yamaçlarında kurulmuş bir mahalle olan Maksem’de bulunan ve hakkında bir külliye olup olmadığına dair tartışmaların sürdüğü bir yapı kompleksidir. Bu yapı topluluğunun bânisi Başçı İbrahim, aynı zamanda dönemin alimleri ve tasavvuf erbaplarıyla sıkı sıkıya bir ilişkisi bulunması bakımından önemlidir. Nitekim kendisi Bursa Abdal Mehmed Camii’nin de bânisi olmasıyla, Bursa’da mühim bir şahsiyet olduğunu ispatlar nitelikteedir.
Erken dönem Osmanlı’nın şehir planlaması açısından külliyelerin ehemmiyeti ise yadsınamaz. İlk olarak bir mescit ve sonraki aşamada son cemaat yeri ve en son olarak hemen bitişiğindeki hamamın inşa edilmesi ve bu yapının civarında bir de günümüze ulaşamayan bir mektebin bulunması bu yapı topluluğunu Erken dönem Osmanlı külliyeleri arasına dahil edebileceğimize işaret etmektedir.
Yapının bânisi Başçı İbrahim’in hayatı hakkında fazla bilgi bulunmamakla beraber kaynaklarda zengin bir tüccar olduğu geçmektedir. Özellikle Abdal Mehmed ile yakın bir ilişki içinde olduğu bilinen Başçı İbrahim’in Abdal Mehmed Camii’nin bânisi olduğu ve kendisi adına da Gökdere semtinde mescid yaptırdığı ve aynı zamanda çeşitli vakıflar da kurduğu bilinmektedir (Şahin, 2022: 216). Baldırzâde ise eserinde Başçı İbrahim hakkında mutasavvıf bir tüccar olduğunu söylemektedir (Baldırzade, 2009: 90).
Kendi adını taşıyan sokakta yer alan ve bitişiğinde bir de hamamı bulunan yapı, tek kubbeli cami mekânı ile buna kuzeyden bitişen etrafı revaklarla çevrili bir avludan oluşan küçük bir külliye şeklindedir. Yapının bânisi Başçı İbrâhim’dir (ö. 885/1481). Bursa’daki camiinin dışında çok sayıda vakıf eserinin de bânisi olan Başçı İbrâhim Bey’in bunları ihtiva eden vakfiyesi bugün Topkapı Sarayı Müzesi Arşivi’nde bulunmaktadır (nr. 7080). 1459 tarihli ilk vakfiyeye yapılan 1467 ve 1471 tarihli ilâvelerden Başçı İbrâhim’in Bursa’daki camiini üç safhada yaptırdığı anlaşılmaktadır. Bunlara göre yapının bugünkü durumunu alması yüzyılın sonlarına doğru yapılan bazı eklemelerle gerçekleşmiştir. İlk safhada tek kubbeli cami kısmı yapılmış, ikinci safhada bu kısma kuzeyden üç kanatlı revaklı bir avlu bitiştirilmiş, daha sonra ise yapının bitişiğine bir hamam eklenmiştir. Mimari açıdan bakıldığında da yapının geçirdiği bu safhalar kolaylıkla farkedilebilmektedir. Yapımından sonra zamanla harap olan cami 1854 depreminde de hasar görmüş ve ilkin 1891 yıllarında tamir edilmiştir. Cumhuriyet döneminde ise uzun yıllar depo olarak kullanıldıktan sonra Bursa Eski Eserleri Sevenler Kurumu tarafından onarıma tâbi tutularak 1960’ta ibadete açılmıştır.
Başçı İbrâhim Camii, benzerlerine Osmanlı mimarisinde sıkça rastlanan tek kubbeli yapı tipinin bir örneğidir. Daha sonra revaklı bir avlu eklenmesiyle büyütülen yapı, anlaşıldığına göre buna paralel olarak zaman içinde tekke ve medrese fonksiyonlarını da üstlenmiştir (Kalfazade, 1992: 128).
Yapının unsurlarından olan ve bugün cami ile beraber ayakta duran hamam ise Başçı İbrahim tarafından yaptırılmıştır. Başçı İbrahim Camisi ile hamamı arasında yaklaşık bir metrelik bir uzaklık bulunmaktadır. Bu yapı bir zamanlar dokuma fabrikası olarak da kullanılmış ve bu yüzden de bünyesinde birçok değişiklik yapılmıştır. Tek hamam sınıfında olan yapınınbsoğukluk kısmı sıcaklık bölümüne oranla daha büyük boyutlardadır. Soğukluk kısmını dıştan sekizgen kasnaklı bir kubbe ile örtülüdür. Sekizgen kasnağın köşelerinde bulunan yaprak ve stalaktitler sonradan yapılan kalın sıva tabakası ile kapatılmıştır. Stalaktitlerin yerine biçimsiz sarkmalar yapılmıştır. Ilıklık bölümünün sağ ve solunda usturalık ve helalar mevcuttur. Bu hacimlerin üzeri de kubbe ile örtülüdür. Sıcaklıktan sonra dilimli kemerli kapıları bulunan iki halvet hücresi mevcuttur. Dış cepheler, yerden iki metre yüksekliğe kadar tuğla ve moloz taş örgülü olup, aralarda tuğla hatıllarla beslenmiştir. Bu yükseklikten sonrası tamamen tuğla ile örülmüştür. Kubbe kasnağı yükseltilerek, kubbe üzeri kiremitle kaplanmıştır.
Kazım Baykal Başçı İbrahim medresesinden “Bursa ve Anıtları” adlı eserinde şöyle bahsetmektedir:
“Önünde revak yerine geniş ve büyük medrese ( veya zaviye ) vardır, fakat kubbeleri çökmüş, ayakları ve kemerleri kalmıştır. Cami büyük bahce icindedir, birçok mezar da bulunan bu sahanın doğu tarafında Başcı Hacı İbrahimin mezarı bulunmaktadır Bu tüccar Molla Fenari ile münasebeti çok olan Abdal Mehmed ile çok ilgilidir” (Baykal, 1993:84).
Hasan Taib Efendi ise “Bursa’nın Aynası” adlı eserinde bu civarda külliyeye ait bir mektebin kitabesini şöyle aktarır:
“Bu camiin karşısında bir de ilk mektep vardır ki, kapı üzerinde şu yazı okunmaktadır:
“Fe- sübhâna’llâhi bi- yedihi melekûtu külli şey’in ve ileyhi turce’ün Muhammed Çelebi İbn’ül- Hâc İbrahim (Taib, 2009: 116).”
Bursalı bir hayırsever olan Başçı İbrahim’in bânisi olduğu Başçı İbrahim Külliyesi, hamam yapısı ve her ne kadar günümüze ulaşamamış olsa da mektebiyle ve sonradan eklenen son cemaat yerinin bir medrese olarak kullanılmasıyla Erken dönem Osmanlı külliyeleri içinde değerlendirilebilir.
Kaynakça
Baldırzade Selisi Şeyh Mehmed, (2000). Ravzâ-i Evliya, Haz. Mefail Hızlı – Murat Yurtsever, İstanbul.
Baykal, K. (1993). Bursa ve Anıtları, Hakimiyet.
https://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/bursa/kulturenvanteri/basci-brahim-hamami
Kalfazade, S (1992). Başçı İbrahim, TDV, 128, (5).
Şahin, H. (2022). Dervişler, Fakihler, Gaziler, Erken Osmanlı Döneminde Dinî Zümreler, İstanbul: YKY.
Taib, H. (2009). Bursa’nın Aynası, (haz. Mehmed Fatih Birgül). Bursa; Bursa İl Özel İdaresi.