Artvin Milletvekili Faruk Çelik, basın mensupları ile bir araya geldiği basın toplantısında önemli değerlendirmelerde bulundu.

Konuşmasına siyasi hayatındaki köşe taşlarını özetleyerek başlayan Faruk Çelik, siyasette hesap verilebilirliğin ve eleştirinin önemine vurgu yaptı. İyi bir Bursa’ya giden yolun bu iyi niyetli çalışmalar ile gerçekleşeceğini söyleyen Çelik, 96’da başladığı siyasi kariyerinde Bursa ve Türkiye için bakanlık ve milletvekilliği dönemlerinde gerçekleştirdiği projelerini paylaştı.

Artık mütevazılığın zamanı değil

“Biz bugüne kadar parti olarak hep kolektif dili kullanıp konuşuyorduk. Fakat o kadar acımasız eleştirilere maruz kalıyoruz ki artık hizmetlerimizi açık açık söylüyoruz. Susunca bir anlamı yokmuş. Toplu sözleşmeler, intibak yasalarını çıkarttık. 2000 öncesi olan adaletsizliği düzelttik. Şu anda da bu girişimlerde bulunuyorum. Dezavantajlı gruplarla çok kez bir araya geldik. Millî tarım ve millî hayvancılık hamlelerini gerçekleştirdik. Tarım konusunda çok önemli kararlar aldık. Karacabey, Kemalpaşa ve Yenişehir için tarımsal sit arazilerini çıkarttık, bu konuda zararları en aza indiriyoruz.”

Hopaspor’un stadyumu yetişiyor

Artvin’de de gündemlerinde yoğun çalışmalar olduğunu vurgulayan Çelik, çalışmalarımız hep devam ediyor. Hopaspor’un stadyumu da yeni sezona yetişiyor, dedi.

“Birileri bu anlattığım hizmet anlayışına yetişemeyince iftiralara sığınıyorlar. Kadrolu iftiracılar var. Böyle bir insanlık olabilir mi? Nasıl bir mantıktır bu, kadrolu muhalefetlik yapmak? İkinci kesim ise mevsimlik iftiracılar. Benim yapmadığım bir tane görev kaldı. Sayın Cumhurbaşkanım bana hep ağır görevler verdi ve hizmetler yapmamı sağladı. Ben ancak bir sevdam varsa, bir derdim varsa onlara katkıda bulunmak istiyorum. Benim yapmadığım bir görev kalmadı ki; bakanlıklar, milletvekillikleri, Meclis grup başkanlıkları… Benim daha bir hedefim kalmadı ki. Ancak dert edindiğim insanlara hizmet etmek için, dava için çalışıyorum. Şahsi bir menfaatim yok. Bu toplu sözleşmeler ile dertleniyoruz. Emekçiler için mücadele ediyoruz.”

“Bu günden sonra taş atan taşı, gül atan gülü görür”

“Meyve veren ağaç taşlanır. Bugüne kadar böyle geldik. Yirmi senedir ‘aman cevap vermeyelim’ dedik. Bu günden sonra taş atan taşı, gül atan gülü görür. Bu algı oluşturanlara, iftira atanlara cevap verilecek. Madem bu kadar iftiralar atılıyor, bu şehirde kaçmak yok. Ne biliyorsak konuşacağız, anlatacağız, milletin terazisine çıkacağız. On beş senedir sizler buradasınız, ben burada değilim ama gündem sürekli bizim adımız oluyor. Suçlu kimse, yanlış yapan kimse, hırsız kimse çıksın.”

“Şahsımıza iftira atanlara sessiz kalan insanları görünce bu çıkışı yapmak istedim. Sessiz kalmayı tercih ettiler. Onlar sustuğu için ben konuşuyorum. Bana haksızlık yapanlara sessiz kaldıkları için çıkıp konuşuyorum. En son Bursaspor mevzularında da bunu gördük. Bundan sonra konuşacağım. Ben herkesle teraziye çıkmaya hazırım.”

“Çocuklarımın hiçbirini devlete vermedim. Benim çocuklarım da devlette çalışabilirdi, hiçbirini oraya işe sokmadım, bir rant elde etmedim. Ailemden de beni vuramaz kimse, bir çıkar elde etmedi. Sürekli iftiralar atılıyor. Eğer bunlar ispatlanmazsa müfteri olur bu iddiaları ortaya atanlar. Herkes kendi ailesine baksın. Kim kimi istisnai kadrolara almış, herkes kendi öz eleştirisini yapsın. Teraziye çıksın. Ben kendimi değerlendiriyorum işte.”

“Biz AK Parti’yi kurarken 53 milletvekili vardı, bir tek ben kaldım. Benim altıncı dönemim. Milletvekillikleri, bakanlıkları yaşadım. Böyle bir arzum yoktu. Ben makam, mevkiden sıkıntı duyan, bu sorumluluğun ağırlığından terleyen bir insanım. Genel başkanıma bağlıyım, verilen görevleri yapmaya çalışıyorum.”

“Atış Yapı ile iki kere görüştük. Biri Bursaspor için sponsorluk istediler, diğeri de son gece ‘kurtar beni’ diye aradılar. Biz de ilgili bankalar ile görüştük, Bursa milletvekili arkadaşları ile birlikte. Dedik ki, arkadaşlar ne olduğu ile ilgilenmiyoruz; bizim için önemli olan mağdur olacak Bursalı vatandaşlar için bir şeyler yapalım. Fakat çıkıp bizim üzerimizden prim yapmaya çalıştılar. ‘Arkamızda Faruk Çelik var’ dediler.”

“Bursa’da Mustafa Bozbey ile yakın ilişkilerimiz olduğu söyleniyor. İddia ediyorum, Bursa’da Bozbey ile en az görüşen siyasetçi benimdir. Aslı astarı olmayan haberleri yapanlar, yaptıranlar, iftira edenler bu çirkinliğe son versinler. Eleştirin beni, başımın üstünde yeriniz var ama iftira atılması olacak iş değil.”

Babasının vasiyetiyle şekillenen duruş

Çelik, konuşmasının sonunda merhum babasının kendisine verdiği öğüdü paylaştı. Babasının devlet işlerine bulaşmaması yönündeki vasiyetine hayatı boyunca sadık kaldığını ifade eden Çelik, bu duruşu nesline de aktaracağını söyledi.

“Babam rahmetli bir inşaat ustasıydı. Bana ‘keşke devlet işlerine bulaşmasaydın’ demişti. O günden beri bu tavsiyeyi hiç unutmadım. Devletle iş yapmadım, yapmadım ve yapmayacağım. Bundan sonra da aynı çizgide devam edeceğim. Herkes kendi ailesine, kendi çoluk çocuğuna baksın.”

Toplantının sonunda Faruk Çelik, basın mensuplarının sorularını yanıtladı.