İnsan gelişiminin sonsuz olduğuna inananlardanım. Bunu gelişimin konusu önemli olmaksızın her yaşta yeni bir şeyin öğrenilebileceği yada var olan becerinin bir üst seviyelere çıkartılabileceği düşüncesindeyim.
Bu süreç spor branşları içinde geçerli. Bir seviyeye gelip, az geliştirilen bir özelliğin üzerinde durularak çok ileri seviyelere gidebileceğini gözlemledim. Burada bulunan noktalardan en önemlisi, bireyin tatmin olma durumudur. Eğer kişi elde ettiği başarıyı yeterli buluyor ve bununla tatmin oluyorsa, gelişimin durma noktasına gelinmiş demektir.
Aslında bizler yaratılış olarak, yaşadığımız süre boyunca, öğrenmeye ve gelişmeye devam ederiz. Çalışarak ve isteyerek mevcut tüm özelliklerimizi çok ileri seviyelere taşıyabiliriz. Burada doyumsuz olmak, ve başarıdan tatmin olmamak gerekli. Otuz yaşın üzerinde en üste seviyede basketbol oynayan bir sporcunun, isabetli şut atma özelliğinin zayıf olduğu ona dikte edilmiş yeri geldiğinde rakipler tarafından analiz edilerek, şutları riske edilmiş, bu duruma zihin olarak inandırılmış. Artık oyuncu şut özelliğinin gelişmeyeceğini düşünerek var olanla tatmin olursa, kariyeri boyunca şutu olmayan oyuncu olarak anılacaktır. Bu örnekler uzayıp gider.
Aslında durumdan tatmin olmayıp üzerine düşse ve tersi duruma kendini inandırsa, eksik yönünü geliştirebilir ve zihinde oluşan bu algıyı da kırabilir. Bu durumun bir çok örneği mevcut. Buradaki olay tatmin olmama.
Hayatın her alanında, her ilişkide tatmin olmamak, durumu daha ileriye götürecektir. Aile, arkadaşlık ilişkileri de duruma örnektir. Tatmin olunmuş bir ilişki daha fazla ileri gitmeyecektir. Hep daha fazlasını istemek, tatmin olmamak ileriye gitmek için yolu kısaltacaktır.
Yorumlar