Büyük Kahramanlıkların Kudreti
Kaçıncı sınıftaydım? Şimdi hatırlamıyorum. Yalnız aklımda kalan, Bursa Atatürk İlköğretim Okulu’nun mermer merdivenlerinde 29 Ekim günü heyecandan sesim titreye titreye bir şiir okuyorum. Okulun bahçesinde yankılanan o tiz, o çocuk sesim; coşkuyla, övgüyle, gururla, Cumhuriyeti anlatıyor.
Sadece sesim mi?
O zamanlar sınıflarımızın camlarına itinayla tek tek yapıştırdığımız bayraklar, ezberlediğimiz şiirler, kitaplarımızda sayfalar, dilimizde marşlar, damarlarımızdaki asil kan, ruhumuzdaki heyecan, her şey ama her şey cumhuriyeti anlatıyordu. Atatürk caddesinden, Ulu Önderimizin heykelinin önünden, dört bir yanı bayraklarla donanmış Cumhuriyet Caddesi’ne doğru kıvrılan, hani İlhan Berk’in deyimiyle, cumhuriyetin ilk günlerine benzeyen mütebessim ve umutlu yüzleriyle insanlar yalnızca bir bayramı değil, bir ulusun küllerinden doğuşunu kutluyordu. Ben bir kenarda çocuk gözlerimle izliyordum.
Ve bir de, 29 Ekimlerden birinde, yakama gururla taktığım Cumhuriyetin 75. Yıl rozeti... Hala bir yerlerde çocukluğumdan bir hatıra olarak durur.
Düşünüyorum da, 75. Yılını kutlarken, şimdi bir asırlık mazisinin ardından 101. Yılını kutladığımız Cumhuriyet’in aslında emperyalist devletlere karşı verilen bir mücadelenin sonucu, o zamanlar, devrilmiş koca bir çınarın ardından umutla toprağa ekilen ve şimdi yeniden ulu bir çınar olan bir tohum, bir varoluş mücadelesi ve başlı başına bir destan olduğunu inkar etmek, hatta inkar etmek şöyle dursun, bundan bir şüphe duymak bile imkansız.
Çünkü her sene takvimler 29 Ekim’i gösterdiğinde yeniden ümidi ve inancı tazelenen bir milletin nabzında çarpıp duran ve tarihindeki büyük kahramanlıkların kudretini hala daha damarlarındaki asil kanda saklayan bir milletin bayramı bu.
Sesim de, bu topraklarda büyümüş herkesin sesi de; kimi zaman Anadolu’nun bağrında, iki tepe arasında al bayrağın dalgalandığı minik bir okulda, kimi zaman ise koskoca şehirlerin ortasındaki yüzlerce okuldan bir okulun geniş koridorlarında cumhuriyeti coşkuyla, övgüyle, gururla haykırmaya devam edecek.
Cumhuriyet bir kez daha kutlu ve ebedi olsun!
Bursa’da Cumhuriyet Bayramları
Kimi zaman koskoca şehirlerin ortasındaki yüzlerce okuldan bir okul dedim...
Sabah vakti balkonda sabah serinliğiyle ürpererek ilk kahvemi içerken, evim Bursa Kız Lisesi’nin bir sokak üstünde olduğu için okulun bando takımının provasını duyuyorum. Şimdi beni ürperten yalnızca sabah serinliği değil, duyduğum bu coşkulu marş...
Bu marş Bursa’daki eski Cumhuriyet Bayramı kutlamalarını hatırlatıyor bana. Hemen araştırmaya başlıyorum.*
Cumhuriyetin 10. Yıl kutlamalarında çocukların Heykel’in karşısında Onuncu Yıl Marşı’nı söylediklerini, Sümerbank’ın daha günler önceden bayrak satışlarını basında ilan ettiğini, her yerin kırmızı beyaz kurdelelerle, defne yapraklarıyla, yeşilliklerle, fenerlerle süslendiğini ve üzerlerinde Cumhuriyet’e dair kısa sözlerin yer aldığı mahyaların yapılıp kutlamalar için kurulan meydanlara asıldığını öğreniyorum.
1934 yılındaki kutlamalarda ise Cumhuriyet Meydanı’na, cumhuriyetin 11.Yılı adına sembolik bir tak yapılıyor. Tophane’deki saat kulesi aydınlatılıyor, Ulucami minarelerinde mahyalar yanıyor. Çekirge, Muradiye ve Yıldırım’da şenlik mıntıkları tertip ediliyor. Yine 1934 yılındaki kutlamalarda Bursa şehri için önemli açılışlar da yapılıyor. Nilüfer Kanalının Mihraplı mevkiindeki köprünün temeli atılırken, Bursa’da iki köyde yapılan iki okul açılıyor. Yalnız bu yıla ait kutlamalarda bir detay dikkat çekiyor... Gece saat 20.00’de üç koldan yapılan fener alayına halk da coşkuyla katılıyor.
1937 yılındaki kutlamalar da diğer yılları aratmıyor elbette. Setbaşı-Namazgah Caddesinde hazırlıklar yapıldıktan sonra yine akşam saat 20.00’de Sanat ve Orman Okulu talebelerinin de katıldığı Motorlu fener alayı başlıyor ve bu alay Cumhuriyet Meydanına, Atatürk Caddesi’ne ve oradan Tophane’ye geçiyor. Ardından tümen karargahı önünden dönerek Zafer Meydanına ulaşıyor.
1938 yılı kutlamaları Cumhuriyet’in 15.Yıldönümüne denk geliyor. O sene yapılacak kutlamaların simgesi ise Roma rakamı olarak 15’i ifade eden “XV” oluyor ve şehrin merkezî yerlerine üzerlerinde “XV” ibarelerinin bulunduğu süslü ve ışıklı taklar yerleştiriliyor. 22 Ekim tarihinde vali Şefik Soyer, bayram kutlama hazırlıkları çerçevesinde, doktor, avukat ve öğretmenlerin katıldığı bir toplantı düzenliyor. Bu toplantıda bayram dolayısıyla Cumhuriyet Meydanı ve Pirinç Han’da kurulacak olan halk kürsülerinde kimlerin konuşma yapacağı ve hangi konuların ele alınacağı tartışılıyor. Bayram süresince saat 15.30 ile 17.30 arasında, bu kürsülerden Cumhuriyet üzerine bilgiler veriliyor. Bursa’nın farklı noktalarında karton ve levhalara yazılmış bir şekilde Bursa’nın ve cumhuriyetin on beş yıllık gelişimi sergileniyor. 29 Ekim günü yine bir fener alayı tertip ediliyor ve halk bu alaya geçen senelerde de olduğu gibi büyük bir coşkuyla iştirak ediyor.
1940 yılında, II. Dünya savaşının devam ettiği süreçte Türkiye her ne kadar sosyo-ekonomik olarak zor günlerden geçse de, ulusumuz Cumhuriyete olan bağlılığının bir ifadesi olarak bayram kutlamalarına yine tüm coşkusuyla katılıyor. Bursa Cumhuriyet Halk Partisi Vilayet Reisi Nurettin Öğünç 1 Kasım 1940 tarihinde CHP Genel Sekreterliği’ne gönderdiği yazısında “Cumhuriyetin 17. Yıldönümünün büyük bir coşku içerisinde Milli Şef İsmet İnönü’nün etrafında çelik bir kale sağlamlığı duygusunu veren manalı bir birlik ve beraberlikle” kutlandığını yazıyor.
Bursa halkı cumhuriyetin ilan edildiği günden, 101. Yaşını idrâk ettiğimiz bu güne kadar her sene coşkuyla, umutla, gururla, Heykel’i, Cumhuriyet Caddesi’ni, Setbaşı’nı dolduruyor.
Şüphe yok... Bu sene de Bursa’nın sokakları Cumhuriyet Bayramı’nın gururuyla dolup taşacak, eminim. O zaman ellerimizde bayraklarla bir kez daha bu kadim şehrin sokaklarında bu coşkuyu hep beraber yaşayalım.
O zaman yazımın ilk kısmına nokta koyarken söylediğim gibi bir kez daha söyleyeyim:
Cumhuriyet bir kez daha kutlu ve ebedi olsun!
*Bursa’da Cumhuriyet Bayramlarının tarihi hakkında detaylı bilgi için Erhan Alpaslan’ın “Cumhuriyet’in İlk Yıllarında Bursa’da Cumhuriyet Bayramı Kutlamaları (1934-1945)” adlı makalesine bakılabilir.
(1998 Cumhuriyet Bayramı)
(erişim: https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/681483)
Yorumlar