Bu yazı serimin ikinci yazısı olan “Bursa'nın Kuruluş Devrinde Tasavvufi Zümrelerin Erken Dönem Osmanlı Mimarisine Etkisi: Mekece Vakfiyesi” adlı yazımı, “mimari açıdan erken dönem Osmanlı’da tasavvufi zümrelerin tesirine hep beraber göz atalım.” diyerek noktalamıştım. Bursa’nın kuruluş devrine ait serinin son yazısı olan bu yazıda, bu meseleyle ilintili olarak mimarimizdeki “Zâviyeli” plan tipini inceleyeceğiz.
Bahsettiğim bu tesir Osmanlı’da erken dönemde filizlendikten sonra klasik ve geç dönemde de varlığını sürdürmüş ve Osmanlı mimarisi mevzubahis olduğunda her ne kadar zaman zaman değinilse de, sosyolojik kıymeti bakımından tüm yönleriyle ele alınmayı beklemektedir.
Sırası gelmişken belirtmekte fayda var ki, bugün hem akademik mecralarda, hem turizmde, hatta kaynaklarda ve bilgilendirme araçlarında erken dönem Osmanlı mimarisinin karakteristik bir özelliğini teşkil eden zâviyeli plan tipi yerine sıkça “ters t plan tipi” kullanılması oldukça üzücü bir durumdur. İsim olarak hem plan tipini hem de plan tipiyle birlikte o yapının sosyal ve kültürel boyutunu da içeren “zâviyeli plan tipi” yerine kullanılan “ters t” ibaresi derhal dönümesi gereken büyük bir yanlıştır.
Konumuza son noktayı koymak üzere meseleye dönecek olursak…
Erken dönem Osmanlı devletinin mimari anlayışında kurulan tekke ve zâviyeler ile hem politik, hem de sosyolojik olarak zâviyeli / tabhaneli plan tipi camiler işlevsellik açısından yakınlık göstermektedir. O dönemde Ahi Teşkilatına mensup olanların ve Anadolu’daki gezici dervişlerin buralarda konakladıkları, ibadetlerini yaptıkları bilinmektedir. Bir sosyal sistem dahilinde ele alınan ve o dönem Osmanlı’nın gelişmesinde mühim bir rol oynayan tasavvufî zümreler, dinî inanç ve bu inancın getirdiği pratiklerle, sosyo-ekonomik ve kültürel dinamikler ile yakın bir ilişki içindedirler. Kendisini doğuran kültürel gelişmelerle ilişkisini sürdüren, mana odaklı bir anlayış çerçevesinde düşünce tarzını etkin bir şekilde sürdürebilen tasavvufî zümrelerin, sosyal hayata dair sade ve pratik nitelikler taşımaları esas özelliklerinden biridir.
Bu bağlamda tasavvuf tarihinde tekkeler, ekseriyetle müstakil bir yapı olarak görülmekteyken bazen külliyelerin de bir parçası olmuşlardır. Tasavvufî zümrelerin düşüncelerini yaydıkları ve konakladıkları tekkeler ve dergâhlar, âsitâne yapılarına nispeten daha küçük yapılardır. Âsitâneler ise bir tarikatın ya da tarikat kolunun merkezi olan ve geniş kapsamlı bir külliye olmaları düşüncesi ile inşa edilmiş eserlerdir. Bir külliyeye dahil olması bakımından Orhan Cami, Murâdiye Cami ve Yeşil Cami ise erken Osmanlı döneminin tabhâneli ve zâviyeli cami planının, tarikat yapıları arasındaki yakınlığına örnek olarak gösterilebilirler. Yine Erken Osmanlı mimarisinde Orhan Gazi dönemi eserlerinden Bursa Yenişehir Postinpûş Baba (Seyyid Mehmed Dede) zâviyesi ve Baba Sultan köyündeki Geyikli Baba zâviyesi tâbhaneli olan plan şemalarıyla ilk bakışta aynı dönemin tabhâneli camilerini andırmaktadırlar.
Külliyeler ihtiva ettikleri diğer yapılarla birlikte pratik anlamda İslâm dininde ibadet olarak nitelendirilen tüm sosyal aktivitelerin ihtiyacını karşılamakta ve İslâm dininin sosyal ibadet anlayışını pekiştirmektedirler. Bir külliye dahilinde bulunan cami, namaz ibadeti dahilinde birliğin oluşmasını; hamam, Müslümanlar için mutlak bir gereksinim olan temizliği; medrese, mektep ve kütüphane yine İslâm dininde bir ibadet olarak görülen ilim tahsilini; aşevi ve imaret yoksullara yardımı; darüşşifa insanlık için hizmeti; türbe geçmişe saygıyı; çarşı, alışverişte Allah’ın rızasını; tekke ve zâviyeler ise İslâm dininin mistik boyutunu oluşturan tasavvufî zümrelerin toplum dinamikleri açısından ehemmiyetini hatırlatır niteliktedirler.
Kaynakça
Acar, T. (2011). Anadolu Türk Mimarisinde Tabhaneli Camiler, (Doktora Tezi), Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sanat Tarihi Anabilim Dalı: İzmir.
Aşıkpaşazade, (2003). Osmanoğullarının Tarihi. (Kemal Yavuz- Yekta Saraç, çev.) İstanbul: Koç Kültür Sanat Tanıtım A.Ş.
Barkan, Ö. (2002). Osmanlı İmparatorluğu'nda Kolonizatör Türk Dervişleri. Türkler, 9(15), 133-153.
Kara, M. (2011).Tekke.TDV İslâm Ansiklopedisi içinde. (Cilt. 40. ss.370-379).Ankara: TDV.
Kayserî, D. (2015). Mukaddemât. Turan Koç, Mehmet Çetinkaya. (Çev.).İstanbul: İnsan.
Koç, T. (Haz.), (2011). İbn Arabi Geleneği ve Dâvûd el Kayserî. İstanbul: İnsan.
Mülayim, S. (2010). İslâm Sanatı. İstanbul:İsam.
Ocak, A.Y. (Haz.), (2014). Osmanlı Toplumunda Tasavvuf ve Sufiler. Ankara: Türk Tarih Kurumu.
Ocak, A.Y. (2015). Osmanlı Sufiliğine Bakışlar. İstanbul: Timaş Yayınları.
Öztürk, A. (2017). Tasavvuf Sosyolojisinin İmkanları ve Krizleri Üzerine (Orta Asya Tasavvufi İslamlaşması Örneğinde)". Akademik Platform İslami Araştırmalar Dergisi, 1 (1), 62-71.
Sevim, S. (2002). “Bursa ve Yakın Çevresinde Kuruluş Devri Sultanlarınca Desteklenen Dervişler II (Orhan Gazi ve I. Murad Devirleri)”, Dünden Bugüne Bursa’da Tasavvuf Kültürü, s.150-157.
Şahin, H. (2022). Dervişler, Fakihler, Gaziler, Erken Osmanlı Döneminde Dinî Zümreler (1300-1400). İstanbul: YKY.
Uzunçarşılı, İ. H. (1941). Gazi Orhan Bey Vakfiyesi. Belleten, 5(19), 277-288.
Ünver, G. (2014). Din Sosyolojisi. İstanbul: İnsan
Yorumlar