Genel seçimler, yerel seçimler, erken seçimler, referandumlar derken son on yılında her seçimi neredeyse bir derbi havasında geçen ülkemiz yarın son zamanların heyecanı en az, beklentisi en düşük seçimlerine hazırlanıyor. Muhalefet geçen sene bütün koşullar kendileri adına elverişliyken yaşadığı hezimetin moral bozukluğunu atamamış görünürken, iktidar ise onca olumsuzluğa rağmen kazandıkları şaşalı zafere rağmen ekonominin kaçırdığı tat yüzünden seçimlere eski hevesinden uzak yaklaşıyor. Türk seçimler tarihine baktığımızda böylesi biraz ‘hevessiz’ seçimler her zaman kökleşmiş partiler için biraz sıkıntılı geçmekte. İktidar cephesinden baktığımızda 22 yılın getirdiği durağanlık onları zorlayacak gibi dururken, geçtiğimiz seçime altılı masa olarak katılan güçlü muhalefet kanadının seçmenlerindeki yenilgi yılgınlığı onların asıl mücadelelerinin seçmenlerini yeniden konsolide edip etmemeleri olacak gibi görünüyor
Şahsi kanaatim 31 Mart seçimlerinin belki bugün için değil ancak iki üç yıl sonrası için çok önemli olduğu şeklinde. Özellikle Cumhurbaşkanının bu anayasa dahilinde son dönemi olduğunu kabul ettiğimiz takdirde bizleri iki üç yıl içerisinde belki bir anayasa referandumunun ve sonrasında bir erken seçimin beklediğini varsaymanın çok da hayalci bir durum olmayacağını düşünüyorum. İşte böylesi bir durumda yarın akşam göreceğimiz sonuçların yarının Türkiye’sine dair bir fikir vereceği de muhakkak.
Geçtiğimiz seçimlere kıyasla özellikle bir kaç partinin oy değişimleri bu hususta belirleyici rol oynayacak; neredeyse yüzde yirmi oy oranına yaklaşmışken son yaşanan hezimetin ardından kendi kitlesini korumakta zorlanıyor görünen İyi Parti, tüm global trendlerle uyumlu olarak ve dahi kendi şahsi gündemimizdeki sorunlarla her gün kendinden söz ettiren Zafer Partisi, iktidarı kendi silahıyla vuran Yeniden Refah Partisi ve Eski HDP yeni Dem Parti.
94’ten bu yana Erdoğan’ın kendi kemik kitlesinden oy devşirebilecek ilk ciddi rakibinin son seçimde ittifak ortağı olan Erbakan olması ve bunun bu denli hızlı gerçekleşmiş olması iktidar kanadı için dahi bir sürpriz olmuş gibi görünüyor. Özellikle Şanlıurfa gibi Ak Parti’nin kalesi bir şehri alabilir ihtimalde olmaları iktidar sahipleri için bahsettiğim bir kaç yıl sonraki senaryo için onlar adına Yeniden Refah’ı bir tehdit haline getirebilir. Açıkçası oylarını en çok merak ettiğim parti kendileri olabilir çünkü aşırı radikal söylemleri ve hedefleriyle Erdoğan’ın 2002’de başlattığına benzer bir dalgayı başlatmaları ilk başta Erdoğan için çok korkutucu olacakken, sonrasında bizler için daha korkutucu olabilir. Yarın akşam Erbakan’ın siyasi geleceğinin nasıl şekilleneceğini biraz da olsa anlayabileceğiz.
Bir diğer merak ettiğim parti ise sığınmacı konusunda taviz vermeden her gün aynı çabayla çalışan Ümit Özdağ’ın Zafer Partisi. Özellikle neredeyse aynı kökenden geldikleri İyi Parti’nin düşüş trendinde olduğu, CHP ve diğer altılı masa üyelerinin de hala son seçimin travması üzerinde patinaj yaptığı şu günlerde muhalif kanadın Atatürkçü, seküler oylarını kendisinde biraz olsun toplayabilirse bahsettiğim bi sonraki düzlemde sadece sosyal medya üzerinde değil etki edebilir bir halde siyasetin oyun kurucu unsurlarından biri olabilir. Yarın akşam bu rüzgarın gerçek gücünü ölçebileceğiz.
Son olarak Kürt seçmenin oyları. İktidar ittifakın asli unsurlarından MHP’ye ve onun bu konudaki rahatsızlığına rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Ak Partili isimlerin söylemlerinden anlıyoruz ki iktidar özellikle Batı’daki büyük şehirlerde Kürt seçmeni CHP’yle ittifakından koparmak istiyor. Henüz bu çaba anket sonuçlarına yansımamış görünse dahi yine bahsettiğim sonraki düzlem için Kürt seçmenin hangi yolu seçeceği önemli bir belirleyici olacak. Yarın akşam Kürtler hangi yolu seçecek göreceğiz.
Netice olarak 31 Mart gecesi göreceğimiz sonuçlarla yarının değil ancak birkaç yıl sonraki Türk siyasetinin fragmanını izleyeceğiz. Yeni ittifaklar oluşacak mı, sosyal medya sandığa yansıyacak mı, arkamızda kalan siyasi iklimden önümüzdeki yıllara neler taşınacak, durduk yere husursuz bir erken seçim fısıltısı yayılacak mı hep birlikte yarın akşam ilk okumalarını yapacağız. Türk siyaseti ikinci meşrutiyetten bugüne her daim sürprizlere gebe olmuş, ona dışarıdan bakanı bir şekilde şaşırtmayı bilmiştir. Yarının bize getireceği sürprizler neler olacak, bunlar sonrasında hangi kelebek etkilerini yaratacak hep birlikte göreceğiz.
Yorumlar