Anlatılmış her hikayenin görece zaruri klişesidir, kahraman zorlu yollardan geçmek, canavarlarla dövüşmek, düşmek ama kalkmasını bilmek ve hikayenin sonunda da hikayesinin büyümesi için ölmek zorundadır.
Dün gece Türkiye Sigorta Basketbol Ligi’nde sezonun belki de en güzel maçı Bursa’da oynandı. Erteleme maçında ligin favorilerinden Fenerbahçe’yi ağırlayan Bursaspor İnfo Yatırım maçı kaybederek lige kendi açısından noktayı koydu. İki uzatmaya giden maçta Bursaspor bir hikayenin kahramanına yakışırcasına umutsuz ve hatta korkutucu ihtimallerle başladığı bu sezondan başı dik, alnı ak ayrıldı.
Frutti Extra sponsorluğunda Bursaspor bundan önceki sezonlarda Avrupa’da final dahil pek çok başarıya imza atmıştı. Geçtiğimiz sezonun başına çok yaklaştığımız bir dönemde Kızıl ailesinin şaşırtıcı kararıyla sponsorluktan çekilmesinin ardından sponsorsuz ve bütçesiz kalan Bursaspor şubenin kapanma ihtimallerinin dahi konuşulduğu bir iklimde çok kısa sürede yeni bir sponsor bulmuş ve şokun etkisiyle kaybettiği koçunun ve takımın yarısının yerini doldurmaya çalışmak zorunda kalmıştı. Sezona bir öncekinin yarı bütçesiyle ve neredeyse iki üç hafta gibi bir sürede hazırlanmak zorunda kalan takım hakkında basketbol dünyasında ve şehirde ümitten çok karamsarlık hakimdi. Lige küme düşmesi ihtimal takımlardan biri olarak başlayan Bursaspor ise sezonu efsanevi bir maçın ardından play-off’un kapısından dönerek ve ligi bütün beklentilerin üzerine çıkarak noktaladı.
Öncelikle Başkan Sezer Sezgin ve ekibini tebrik etmemiz gerekiyor. Hiç hesapta olmayan sponsor ayrılığının ardından bu kadar kısa bir sürede sponsor bulabilmek ve bir öncekinin yarısı kadar bir bütçeyle şu noktaya gelmek kesinlikle büyük bir başarı. Peki bunu nasıl yaptılar? Bursaspor Frutti Extra günlerinde oyununun temeline sertliği aldı. Koç Alimpijevic’in de karakterine uygun olarak fiziki mücadeleyi seven, hücumu savunmadan başlatan, dövüşmekten kaçmayan bir felsefe benimsedi. Ayrılığın ardından gidilecek yolda da önündeki ihtimallerden en mantıklı olanı seçildi. Takım mümkün olduğunca savunma gücü yüksek ve savunmadan aldığı enerjiyle rakibini kendi oyunundan dışarı çıkarabilecek oyuncularla kurulmaya çalışıldı. Pek tabi bu tercihin bazı dezavantajları vardı ve takım zaman zaman hücumda tıkanık ve biraz sınırlı bir görüntü çizse de mücadeleden hiçbir zaman kaçmadı ve bu azim takımı olduğundan birkaç seviye yukarı taşıdı.
Sezona beklentilerin üzerinde bir performansla başlayan takım, ligin rayına oturmasıyla birlikte ortalarına yaklaşırken yavaş yavaş düşmeye başlamıştı ki o sırada Sloven koç Jure Zdovc’la yollar ayrıldı ve koçluk görevine o günlerde riskli görünen bir hamleyle takımın kurulduğu günden bu yana oyunculuk ve antrenörlük görevlerinde bulunmuş Serhan Kavut getirildi. Ki yönetimi burada da tebrik etmek gerekir tam da o zaman alınacak kötü bir karar sezon başında konuşulmuş bütün ihtimallerin gerçekleşmesini sağlayabilirdi. Serhan Kavut’un göreve gelişinden bir kaç maç sonra ritmini tekrar bulan takım yeniden küme düşme adaylığından son maçta play-off’u kaçırma noktasına geldi. Cesareti ve başarısı için kariyeri açısından riskli olabilecek bir görevi şu noktada alabilen Serhan hocayı da tebrik etmek lazım. Bursaspor’un üzerine özel dikim bir takım elbiseymişçesine yakıştı.
Bursaspor İnfo Yatırım geçmiş senelere nazaran başarısız gibi görünen bu sezonda çok özel bir hikaye yazdı. Şimdi bu zorlu yolun ardından sıfırdan bir gelecek planlama zamanı ve bunun için geçen seneye nazaran hem zaman hem de seçenekler açısından Bursaspor’un eli biraz daha rahat olacak.
Öyleyse yarından tezi yok sponsorluk konusunda adımlar atılmalı. İnfo Yatırım büyük bir fedakarlıkla geçtiğimiz sezonu kurtarmıştı, onlarla devam etmek takım için muhakkak ki faydalı olacaktır ancak bütçe konusunda şartlar biraz daha zorlanmalı. Mümkünse önceki sezonlara yakın bir bütçe oluşturulduğunda Bursaspor’un ligde ve Avrupa’da aynı başarılara sahip olabileceğini gösteren bir sezon geçirdik. Şunu anladık ki Bursaspor’un bütün o başarıları şanstan ve denk gelmelerden öte iyi çalışılmış bir basketbol aklının eseri. O yüzden o bütçeyi onlara yaratabilecek sponsorlukları ve şehir desteğini kesinlikle hakediyorlar. Özellikle Futbol takımının hali de ortadayken Bursa’ya, Bursa’yı en üst seviyelerde hakettiği mutluluğu yaşatan bir organizasyon oldukları için.
Önümüzdeki sezon mental olarak bu sezondan biraz daha zorlayıcı olacak. Bu sezon mücbir pek çok sebep yüzünden taraftar ve camia nezdinde çok ama kabul etmeye müsaitti. Seneye taraftar ve şehir tekrar eskiden olmaya alıştığı yerlerde olmak isteyecektir. Burada iş bir kez daha Sezer Sezgin ve ekibine düşecek. Geçmişte yaptıkları onlara bu konuda güvenmemiz için yeterli referansı kesinlikle sağlıyor.
Önümüzdeki sezonun bir diğer zorluğu da Serhan hoca için olacak. Çok zor koşullar altında antrenörlüğünün maharetini bize ve basketbol dünyasına kanıtladı. Seneye elindeki seçenekler ve ihtimaller arttığında hoca yeni bir basketbol reçetesi bulmak zorunda kalacak. Bazen dar rotasyonlar, sınırlı kadrolar şanssızlık gibi görünse de odaklanacak ve keskinleştirilecek şeylerin azlığı açısından hocaların elini görece rahatlatabilir. Bursaspor’un bu sene oynayabileceği ve üzerinde çalışması gereken basketbol az çok belliydi. Önümüzdeki yıl bütçenin artacağı ve kadronun bu senekine oranla daha geniş bir basketbol paletinden kurulacağını varsayarsak eğer Serhan hocanın da seçmesi gereken yeni yollar ve üzerinde çalışması, keskinleştirmesi gereken yeni seçenekler olacak. Serhan Kavut bu sene kanıtladıklarıyla bu konuda geleceğe dair kesinlikle ümit veriyor. Önümüzdeki yıl da sınavını başarıyla verdiği takdirde hem Bursaspor içerisindeki kendi efsanesini büyütmüş olacak hem de Türk basketbolu üst seviye bir antrenör daha kazanmış olacak.
Bursaspor bu sene bize bu hikayenin kahramanı olduğunu kanıtladı. Kahraman gibi dövüştü, kahraman gibi öldü. Umalım ki seneye destan büyüsün, yeni ve muzaffer hikayeler eklensin. Çünkü Bursa şehrinin bu yeşil beyaz masala ihtiyacı var.
Yorumlar